sabahattin ali nin o romantik, bunalım, kaybolmuş, yalnızlık açı, anlaşılma hasreti metinlerinin bir örneği.
her yeri ölük ölük savaşın anasını bellediği bir neslin defoları kokmaktadır. amaçsız, beceriksiz, kandırılmış, imkansız, çaresiz, ihanete uğramış..
tek kurtuluş kaçmak ve yalnızlık, sevdiklerini terk etmek. burda da öyle. sanırım savaş psikolojisinin burjuva bebelerine yansıması böyle oluyor. ay ruhum, ay benliğim, özüm diye savaşmak için böyle don quixote hareketler, o psikolojiden ve bulaştığı her şeyden kaçış en baskın motif.
kalemi çelimsiz, dili kusturacak kadar döneme bağımli, ancak ve ancak bundan iki yüz sene sonra dönemi yansıttığı için edebi değer kazanabilecek bi kitap.