bugün

yaz bitti

yaza yaza yaz bitti ama yaz biteyazmaktan fütursuzca sıkılmadı...

ve yaz bitti. "sen bana ben sana komşu evlerde " tadında bir yaz olsa da olmasa da; bu acı.ve gerçek. herşeyin sonu acı. yazın sonu daha bi acı...

-peki buruder, yazın hakkını vermek için naptın, yazı yaz gibi yaşadın mı ki içleniyorsun? hayır içleniyosan geçerli bir mazaretin olsun, asabi olmak şıklar dahilinde değildir ve özgünlük iyidir -

deli midir nedir!!!

ve yaz bitti. biten tüm yazları hatırlatır gibi bitti. teker teker giderdi yazlıkçılar.sakinleşirdi kumsallar.akşamları satılan bira sayısında gözle görülür bir azalma...ben bira içmezdim o zamanlar.dondurma çekirdek su neyimize yetmiyordu? sonra tam olarak neyimize yetmediğinin farkında olmasak da yetmediğini anladığımız zamanlara geldik. bira olmalıydı.
-içine kül dökelim olum, daha çok kafa yapıyomuş- çağlarındaydık ve alenen salaktık. avaldık .saftık. aşık olduk sonra. aşıktık.salaktık.kör ve kütüktük.

ve yaz bitti. her mevsimin ayrı bir tüzelliği var tüm özel aşklaşmalarda.yaşayıp tüketmek lazım. tüketmek kelimesini sevmedim ben hiç. hepimiz tüketiciyiz, hepimiz yavşağız gibi bir algı yaratıyor. neyse ne, düşünmek istemiyorum şimdi bunların hiçbirini. şu an bir yer olmak isterdim. evet bir -yer-.bir kasaba.rüzgar essin yağmur yağsın insanlar beni terketsin fakat deniz etmesin...fantazyaya hacet yok derse -yukarılar- tamam neyse, o yer'de olayım bari derim. bir uzak deniz kıyısında. sonbaharın yavaştan geldiğinin habercisi olan tüm klişelere ama dahası bir senfoni dolusu anıya sahip bir yer.orada olmak? şimdi.ışınlanmak. düşüncesi bile güzel. düşününce seviyorum. yalanın talanın manası da yok, karla karışık bir yağmur gibi acıyla karışık bir keyif de alıyorum. şimdi o hafiften rüzgarlı kasabada, tek başıma, geçmişin ayak izlerini aramak isterdim. bir ev görürdüm. durur durur bakardım. bir balkona her gece her gece her gece her gece her gece bir çiçek atardım. bakar bakar ağl...

neyse ekstra yağmura ve acı sosa hacet yok. maestro yaylılar girsin artık lütfen:

yazlar geçiyor üzerimizden.biz yaşıyoruz.
sensiz yazlar geçiyor ve biz yaşadık diyoruz?!?
biz geçiyoruz. yazlar ölüyor.
biz daha genciz.olsun...
daha çok ölürüz. daha çok yaşarız.

şehrine döndüğünde, kıyafetlerinin arasından dökülen kum tanelerini gördüğü anda şaşıran ve hüzünlenen o küçük kız gibi kal. ben öyle hatırlıyorum seni zira. -zira kelimesine ihtiyaç duymadığımız zamanlardı, edebi değildik, gayretinde hiç değildik.bir çocukluk vardı. bir gençlik vardı. bir umut vardı. bir yaz vardı. şimdi yok.. edepsizce bir edebileşme gayreti var.- sen bana bakma. ben bana bana bakarım. yazlar biterken sen hiç bitme. kal.kal.kal.o dünlerdeki gibi...


ve yaz bitti.anılar artçı şoklarda.titremek geliyor.gidiyor.geliyor.gidiyor.
ve yaz bitti. sükut. hepsi bu. susmak iyidir. hoş geldin ya şehr-i eylül...