bugün

ağabey

adettendir ben de vereyim; (bkz: abi).

yaşlanıyorum. bildiğin gün be gün yaşlanıyorum. sen öleli 40 yılı geçti. daha bir bebekken çığlık çığlığa ölümünün üzerinden 40 yıldan fazla zaman geçti. bu sürede senden sonra ablam ondan sonra ben geldim. 40 yıldan fazla zamandır hep "neden" dedim. hep neden yaşamadın. neden bu yaşıma kadar hep senin varlığını aradım.

yaşlanıyorum senin olmadığın dünyada. hani yukarıda bir yerlerde izliyorsan kızma "neden evlenmiyor bu eşek sıpası" diye. aitlik hissedemedim ben hiç senin yokluğunda. anne-baba sağolsunlar, biri gitti biri kaldı ama o aidiyet duygusunu hiç yaşayamadım ben. Sen hiçbir yere ait olmak nedir bilemedin. Ben çok iyi biliyorum mesela. içimi dökesim var bu gece. yaşasaydın muhtemelen "içtin mi lan yine!" derdin. içtim abi. güzel içtim. şekilli içtim. ama arabayı otoparka düzgün çektim bak. yerli yerine, çiziği, vuruğu yok.

ne var biliyor musun? bazen diyorum ki bu oyuna senin yerine ben girmemeliydim. sevmedim çünkü, sevemedim. insan sevemeyince yapamıyor. dedim ya yaşlandım diye. bak bu yaştan sonra ülkeden ayrılma fikrinin zeminini yapmaya çalışıyorum. kendi evimde, kendi arabamda, kendi ülkemde mutlu değilim çünkü.

keşke sen oyunda kalsaydın da, ben sonraki şansımı değerlendirseydim.

biraz içimi döktüm ağabey. bok vardı gittin. umarım rahatın yerindedir. Yakında görüşürüz...