bugün

ikinci abdülhamid

Kıbrıs ingiltere’ye Üs Olarak Verildi

Kıbrıs’ın üs olarak verilmesi hakkında çok tartışma var. Videolara yapılan yorumlarda bile bu durumun neden böyle olduğunu bilmeyen çok kişi var. Bu önemli durum “II. Abdülhamid Kıbrıs’ı ingilizlere verdi” diye geçiştirilebilecek bir durum değildir. Nedenleri iyi anlaşılmalıdır.

Ayastefanos antlaşması tam bir felaketti. Tazminatlar çok ağırdı ve kritik toprak kayıpları vardı. Bu durum düzeltilmeliydi. ingiltere ile yapılan diplomatik görüşmelerde, Osmanlı’ya yardım etmeyi kabul etmişlerdi. Ancak Kıbrıs’a göz dikmiş oldukları için burayı üs olarak istemişlerdir.

II. Abdülhamid, ingilizlere hayır dese, Ruslar Yeşilköy’de olduğu için, her an istanbul’u işgal edebilirlerdi. Evet dese, istanbul’u kurtarmış oluyordu fakat Kıbrıs çakalların eline düşüyordu. Kıbrıs’ın Osmanlı Devletine ait olacağını, vermekte olduğu vergiyi Osmanlı’ya ödemeye devam edeceği, sadece askeri amaçlarla üs olarak kullanılacağı ve Rusların işgal ettikleri yerlerden çekildiklerinde, ingiltere’nin de buradan çekileceği maddelerinde antlaşma sağlanmıştır. Ayrıca ingiltere bu antlaşma kabul edilmezse Kıbrıs’ın işgal edileceğini belirtmiştir. işte bu sıkıntılı durumda, devlet adamlarının da baskısıyla II. Abdülhamid antlaşmayı kabul etmek zorunda kalmıştır. ingilizler sözünü tutarak, Rusya’ya anlaşmayı değiştirmesi için baskı yapmışlardır. Ancak Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı’na girdikten sonra ingilizler burayı ilhak etmişlerdir.

Fransa’nın Tunus’u işgali (1881)

Fransa, bazı sınır olaylarını bahane ederek, Osmanlı’nın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan ve çeşitli bunalımlardan yararlanarak Tunus’u işgal etmiştir. Bu durum, o dönemde Yunanistan ile sınırların belirlenmesi sorunuyla uğraşan Osmanlı’yı zor duruma düşürmüştür. Diğer yandan mali sıkıntılar ve askeri açıdan hazırlıksız yakalanmak II. Abdülhamid’i sıkıntıya sokmuştur. Abdülhamid Tunus’a savaş gemileri göndermeyi düşünmüş, ama bu niyeti zamanında haber alan Fransızlar tehditkâr bir tavır almışlardır.

Sorun diplomatik açıdan da çıkmazdadır. Çünkü Fransa, ingiltere ve Almanya tarafından desteklenmektedir. Diğer güçler de bu olayla ilgilenmemektedir. Neticesinde duruma müdahale edilmekte geç kalınmıştır.

istanbul’dan yardım alma umudunu kesen ve tamamen aciz kalan Tunus Beyi, 12 Mayıs 1881’de Bardo Antlaşması’nı imzalamak zorunda kalmıştır. Bu antlaşma ile Tunus Beyi, siyasi ve ordu işlerini bir Fransız Genel Valisine bırakmıştır. iki yıl sonra da “La Marsa” sözleşmesiyle tamamlanmış olan bu antlaşmayla, Fransız himayesi resmen kurulmuştur. Bu duruma karşı çıkan ayaklanmalar insafsızca ve kanlı bir şekilde bastırılmıştır.

Osmanlı Devleti, bu oldu bittiyi tanımayı reddetmiştir. Devlet Salnamelerinde Tunus, tıpkı Bosna veya Kıbrıs gibi, “imtiyazlı vilayetler” arasında sayılmıştır. Yaşanan kriz, Osmanlı imparatorluğu’nun diplomatik açıdan nasıl tecrit ve askeri açıdan da ne kadar aciz olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır.

Fransız himaye rejimi 1956’da Tunus’un bağımsızlığını kazanmasına kadar devam etmiştir.

ingiltere’nin Mısır’ı işgali (1882)

1878 Berlin Kongresi’nden sonra açık bir şekilde Ortadoğu politikalarında değişiklik yapmış olan ingiltere, Akdeniz’de kontrolü ele geçirmek için 1882’de Mısır’ı işgal etmiştir. ingiltere, Mısır’ı işgal ettikten sonra bunun geçici olduğunu bildirmiş, fakat hangi tarihte çekileceğini bildirmekten kaçınmıştır. Ayrıca Fransa ve Rusya gibi güçlerin tepkisinden çekindiği için Mısır’ı doğrudan yönetimine dâhil etme cesareti gösterememiştir.

II. Abdülhamid bu duruma karşı, dikkatli bir politika izleyerek bölgedeki egemenlik haklarını korumaya çalışmış, bölgenin sömürgeleştirilmesine yönelik ingiliz politikalarını engellemiş ve geciktirmiştir. Osmanlı’nın boyun eğmeyen tutumu ve ingiltere’nin uluslararası alanda yalnız kalmasına yol açan işgalin meşruiyeti sorunu, Londra hükümetini Osmanlı Devleti ile görüşme masasına oturmaya zorlamıştır.

Osmanlı tarafı Mısır’ın tahliyesini bir takvime bağlamak istedikçe ingiltere ayak diremiş, müdahale hakkının sadece kendilerinde bulunmasını istemiştir. Bu durum ingiltere’nin Mısır’ı boşaltmaya niyetli olmadığını göstermiştir. II. Abdülhamid, diplomatik kanalları kullanarak durumu değiştirmeye çalışsa da olumlu bir sonuç alamamıştır.

II. Abdülhamid, 27 Nisan 1909’da tahttan indirilse de, onun bu diplomatik direnişi sayesinde Mısır’da Osmanlı egemenliği I. Dünya Savaşı’nın çıktığı 1914’e kadar devam etmiş, bu tarihte ingiltere Mısır’ı himayesine almış, 1922’de ise tek taraflı olarak Mısır’ın bağımsızlığını ilan etmiştir. Ayrıca Lozan Antlaşması’nda da Mısır ile ilgili bir madde vardı.

http://tarihdersleri.org/...mindeki-toprak-kayiplari/