bugün

hakkı baba

bfl de koca koca dolapları tek koluyla taşımakta güçlük çekmeyen, 50 numara ayakkabıya sığmayacak büyüklükte ayaklara sahip, uzun boyuna rağmen boynu yok denecek kadar kısa olan;

kısaca orantısız uzuvlarının avantajını ve zekasını birleştirerek bfl yi 16 yıldır çekip çeviren müdür,

evrimin son halkası.

bfl de, öğrencilerin "hakkı baba" tezahüratlarının verdiği gaza karşı fren pedalına bir türlü basamayan eğitim neferi. "öğrenci=evlat" felsefesini bfl ye 16 yıl boyunca aşılamış, sonunda okulun demirbaş listesine adını altın harflerle yazdırmış zat-ı şahane.

bir rivayete göre okula 1989 yılında hademe olarak giriş yaptığı, ancak azimle çalışıp terfi ardına terfi edip, önce fizik öğretmenliğine, sonra da müdür yardımcılığı ve 1992 de müdürlüğe yükselen, kariyer sahibi kişi.

ancak eski mesleğine de sırt çeviremeyen hakkı baba, hayattaki en büyük tutkusu olan hademeliğe de gereken zamanı ayırıp, sık sık okulun bakım-onarım çalışmalarında da sanatını icra etmekten geri durmaz.

hatta bir başka rivayete göre okul binasını komple hakkı baba inşaa etmiştir. tabi bu saçma rivayete inanmayıp gerçeği açıklıyorum: hakkı baba nın asıl eseri, bfl yi dış dünyadan ayıran bahçe duvarlarıdır. sadece duvarlar yakından incelendiğinde görülebilen çini işlemeleri, bize hakkı baba nın eski mesleğinde de ne kadar usta olduğun anlatmaya yeter de artar bile...

elbette hakkı baba nın maharetleri bununla bitmiyor.

işte birkaç örnek:

http://www.bursafen.net/images/1770..jpg
http://www.bursafen.net/images/1773..jpg
http://www.bursafen.net/images/1264..jpg
http://www.bursafen.net/images/1265..jpg

---------

bu üstün işçiliğin bir getirisi olarak, zaman zaman hakkı baba nın okulun hizmetlisi olduğu bile sanılmıştır. çünkü hakkı baba çoğu zaman temizlik işçisi kıyafetleriyledir. şöyle ki:

öğrenci velisi: hacı amca, bu müdürün odası kaçıncı katta acaba?
hakkı baba: 2. katta. gelin göstereyim.

veli, temizlikçinin iyi niyetine hayran olmuş şekilde temizlikçiyi takip eder. ama temizlikçi okul müdürünün odasını gösterdikten sonra içeri girip müdürün masasına kurulur:

hakkı baba: müdür benim, la hala anlayamadın mı?

---------

bazı zamanlarda da canı sıkılan öğrencilerine neşe kaynağı olduğu da görülür. hatta sırf öğrencileri eğlensin, okul stresini üzerlerinden atabilsinler diye omuzlara alınıp hoplatılmaya, keline şaplak atılmasına bile hoşgörüyle bakar. işte böyle de iyi kalpli, yufka yürekli, baba şefkatini özümsemiş bir insandır hakkı baba...

tabii her okul müdürü gibi öğrencilerine öğüt vermeyi, bazen kızmayı ihmal etmez babamız. özellikle bfl yatakhanelerini teftiş ettikten bir sonraki günün sabahı kızgınlığını tören alanında ifade eder. konuşmasını da içten içe bir ana fikir veya bir mesaj etrafında şekillendirir. konuşmasını "sonuç: ...." şeklinde ana fikri açıklayarak sonlandırır. bu sırada biraz da havaya girer. bunu sezen öğrenciler organizasyonu sağlar ve gelsin "hakkı baba bizi diskoya götür!" tezahüratları...

nihayetinde hakkı babasız bfl, bfl siz hakkı baba bir hiçtir. eksik olmasın.
zaten hakkı baba meyvelerinden yararlanılmasını isteyen ağaç gibidir.

eğer hakkı baba bir erik ağacıysa, öğrencileri de hakkı babanın "hadi eriğe dalalım!" diyen evlatlarıdır.