bugün

tuana

satranç

eskiden bir komşumuz vardı. ahşap sehpalar, ağaçtan oyma mobilyalar satarlardı. oğullarının adıydı tuana. dükkana ismini verecek kadar cömert, simsiyah fırça gibi saçları, herkesi mutlu etmek için gönderilmiş gibi bir tavrı vardı.
ben vitrinlerindeki mobilyaları yine çikolataya benzettiğim bir gün, beni karşısına oturtturup satranç öğretmişti. o dükkan mis gibi bitter çikolata kokardı ve her şey çikolatadan yapılmış gibiydi.

belki de bu yüzden 'tuana' ismi bana çikolata kokulu o ahşap satranç takımını anımsatır.

tuana abi, bunu okuyorsan; öğrettiğin gibi kaldı satranç becerim. senden başka kimse oynamadı benimle. ve siz taşındıktan sonra o dükkan bir daha asla çikolata kokmadı.