2.dünya savaşı sonrası özellikle artık savaşın getirdi hezimetten dolayı avrupa halklarında büyük ahlaki, felsefi ve psikolojik bir bunalım başlar. insanlar ahlakı temellendirmenin, toplumun devlet ve devletin toplum üzerindeki otoritesini sorgulamaya ve 68de patlak veren sorbonne olaylarıyla da eyleme,protestoya dönüşütürmeye başlarlar.
Fransız yeni dalga da tam bu sıralar bu yönelimlerden beslenmiş fransızların beat kuşağı gibi olan şeyin ortasında doğmuştur.
Fransız yeni dalga filmleri çoğu zaman karakteristik olarak ; kısa,absürt,olay örgüsü ya da kişilerden çok eylemlerin önplanda olduğu, basit ama çoğu zaman derin nevrotik diyalogların geçtiği filmlerdir.
Bunların kendimce bestleri olarak birkaç tanesi:
(bkz: le maman et la putain) - sosyal ilişkiler,ahlakı,cinsel metalaşmayı ve kadın özgürlüklerini konu alan güzel tatlı bir yapım.
(bkz: alphaville) - 1984 kadar sağlam distopya,felsefe filmi