bugün

askerlerimiz çatışırken kadıköy de içen kız

ne yani sürekli milletçe teyakkuz halinde mi duracağız. elbette bizim askerimiz onlar ve biliyoruz ki çok zor şartlarda görev yapanlar var. ancak tüm bunlar bizim hür ve özgür yaşamamız için. kadıköyde o kızın acaba üzerime roket düşecek mi korkusu olmadan, ulusta bir delikanlının birileri kendini patlatacak mı korkusu olmadan bir şey içmeleri, gezmeleri, öpüşmeleri, ibadet etmeleri, kitap okumaları, gülmeleri... için. tüm zorluklar sadece ve sadece bunun için. ancak sürekli askerimizi düşünmek bizi ne kadar rahatlatabilir ki. mesela sürekli babanı düşünür müsün? ya da yaşın her an aklında mıdır? tabi ki insan ramini bunlarla dolduramaz. şart da değil.