Bir Ayrılık filmi ile yollarımı kesiştirenlere teşekkür etmeyi borç bilirim. Kafanızda olan iran'ı silin gitsin, önyargılarınızı bir kenara bırakıp geçin ekran karşısına. Tam da mevsimi gelmişken yapın bunu. Bir haziran gecesine bırakmayın zira gerçek bir sonbahar filmi olsa da kışa da yakışmıyor değil. Tek ricam susmasını bilen, aklı başında, filmin sonunu tahmin etmeye çalışmayan kısacası film izlemesini bilen insanlarla izleyin. "aaa,oha, yuh,adi herif, vay şerefsiz, aptal kadın" vs tepkiler verecek olan seviyesizlerle izlemeyin bu filmi. Hatta mümkünse bir Allah'ın selamını çok görün bu insanlara. Sürekli olarak koşuşturduğumuz, çalışıp didindiğimiz,zorluklarla piştiğimiz şu hayat bu filmi izlemek için dahi çekilebilir. Sevmek böyle bir şey. Yerlere göklere sığdıramamak. Ben sığdıramadım, sizden taşsın biraz da. Klasik kitap kalitesinde, sanırsın ki yönetmeninin kıymeti yüzyıllar öncesinden bilinememiş de şimdilerde dirilmiş. Gerçekçilik, doğallık, yoğunluk vs bunlara değinmiyorum bile. Baştan sona buram buram kalite kokuyor, emek kokuyor. Ha bir de Kürtçe/zazaca biliyorsanız alt yazı olmadan çoğu şeyi anlarsınız. Anlarsınız ve sinirlenirsiniz. Beş kuruşluk çeviri kültürleri ile çevirmişler. Aleykümselam denir merhaba diye çevirirler. Hz Hüseyin'in şehitliğine yemin edilir, şehitlerimizin üzerine and olsun diye çevirirler. Doğunun ahlakına,doğunun vicdanına değsin gözünüz gönlünüz. Hayatımız boyunca görmeye çalıştığımız haklı-haksız kavramlarını yıkıyor ve yeni yeni tanışmış olduğum 'Daha haklı' kavramını iyice öğretiyor. Ahlak,ana-babaya hürmet,vicdan,hakkaniyet.. Simin olmak/Nadir olmak. Çağan Irmak, Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz ( evet Zeki Demirkubuz) izleyip vakit kaybetmeyin. Türk sineması sıçmıştır, biz sıvamayalım.
Dedim yaa hazirana bırakmayın diye..