bugün

ikinci dünya savaşı

ikinci Dünya Savaşı yıllarında Türk hapishanelerinde yatan bütün köylülerin "Almanlar gelip bizi çıkaracaklar" diye bekleştiklerini bilir miydiniz?

Hitler'in sünnetli olduğu, gizli din taşıdığı, aslında islam'ı kabul ettiği de yaygın bir söylentiydi.

Bu dangalaklık hem Türk faşistleri tarafından körükleniyor, hem de halk buna inanmak istiyordu. Halk büyük ölçüde Alman taraftarıydı.

Çünkü bir kere bunlar bizim eski "silah arkadaşlarımızdı", ikincisi de komünistlere karşı savaşıyorlardı...

Rus'un düşmanı bizim doğal dostumuz sayılmaz mıydı?

Üstelik bizim "sistemimiz" Mussolini italyası ve Hitler Almanyası'ndan "büyük ölçüde etkilenmiş" bir sistem değil miydi?

iktidarda bulunan tek parti, CHP, bir "Alman zaferine" karşı hazırlık yapıyordu. Yahudiler'i sabun yapmak onların işiydi ama, varlık vergisiyle bellerini kırmak da görevin bize düşen kısmıydı!

Türk faşistleri, bir yandan da Almanya'nın safında Sovyetler Birliği'ne karşı savaşa girmesi için Milli Şef'i sıkıştırmaya çalışıyorlardı...

Alman ordusuyla el ele verilip Sovyet imparatorluğu yıkılacak, Kırım ve Kafkasya kurtarılacak, daha sonra Alman dostu bir Turan imparatorluğu kurulacaktı!..

Bir yandan Alman askeri istihbaratı Abwehr, bir yandan SS örgütünün istihbarattan sorumlu SD bürosu, bu propaganda için kesenin ağzını açmışlardı...

Türk basınında kimlerin Alman parası yediğini Basil Liddell Hart bile kitabında yazmıştı ama ben şimdi buraya yazmayayım. yazmayayım da maddi ve manevi mirasçılarının yüzleri kızarmasın!

Milli Şef, paralardan Atatürk'ün resmini çıkarıp kendi resmini koyduracak, parti tüzüğüne madde koydurup kendini partinin "değişmez genel başkanı" yapacak kadar zıvanadan çıkmıştı...

Türkiye'de her şey, Alman faşistlerinin vaat ettikleri "bin yıllık yeni düzene" endekslenmişti...

Türkiye, yeni dünyaya hazırdı.

Fakat, iliklerine işlemiş "denge uzmanlığı" ve temkinlilik, Milli Şef'i tuttu.

Aculluk etmekten alıkoydu.

Milli Şef, savaşın "gidişatının" iyice belli olmasını bekledi.

ibre müttefiklerden yana dönünce de ilk işi Türk faşistlerini dizginlemek, sonra da susturmak oldu. Türk faşistleri şaşırdılar, düne kadar onları pohpohlayan Milli Şef onları birdenbire iyot gibi bırakıvermişti!

Peki Türkiye'de "müttefikleri tutan" hiç mi yoktu savaş yıllarında? Vardı. Bir avuç komünist, bir avuç da Robert Kolej mezunu... O kadar.

Rahmetli dedem de -ki iflah olmaz bir ismetçi'ymiş-, lokantacılık yapan kızıl saçlı alman bir kıza duyduğu hayranlık yüzünden Alman taraftarı olduğunu, bir gün babama ağzından kaçırıvermişti...