bugün

ömür hanımla güz konuşmaları

kimseler görmedi ömür hanım, bu dünyadan bir ben geçtim.
içimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim
benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına ben geçtim...
yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir saygı
beni cam kırıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü ve dağınıklığı ile...

ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde.
saatlerce dayak yemiş bir sanığın çözülmesi içindeyim. ürperiyorum.
bir at kestanesi durmadan yaprak döküyor yalnızlığın sokaklarında,
örtüyor ömrümün ilk yazını.
içimde bir çocuk, yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru,
binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek.
sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş,
yanılmış bir çocukluk olmasın ömür hanım?
şükrü erbaş