çocuğunu imam hatip lisesine gönderen ebeveyn

entry14 galeri
    10.
  1. kendimden örnek vermek istiyorum bu konuda ki bu tip dinsiz martavallarına cuk gelecektir.

    ilkokulu bitirmişiz sene 1995. Anadolu liseleri sınavında(o dönemde ortaokul-lise biraradaydı, bilmeyenler için) il dışında yatılı bir okulu kazanınca gitmek istememişimdir. peder bey önüme seçenek sunmuş, kendisinin din konusunda yeterli bir bilgi birikimi olmadığını, onun gönlünün imam hatip lisesi'ne gitmemden yana olduğunu, eğer istemezsem de beşiktaş ilköğretim okulu'nda okumaya devam edeceği beyanatını veriyor bana.
    ilk başlarda imam hatip konusunda bilgi sahibi olmayınca itici geliyor. kafam hep kayıyor düz okula. sonra cayıyorum. son kayıt günü sarıyer imam hatip lisesi'ne** gidiyoruz. allahım sınava 6000 küsür dengim giriyor. lan bu kadar insan niye gelsin ki burası kötü bir yer olsa diyorum. sınav için kayıt yaptırıyoruz. sultanahmet'ten ilmihal alıp sınava hazırlanıyorum. ben bu okula girmeliyim diyorum kendi kendime. ertesi hafta sınava girip sonuçları bekliyorum. 15 gün sonra sonuçlar açıklanınca müthiş bi mutluluk kaplıyor içimi. zira ailemin pek umudu yoktur bu okula girebileceğime dair.*** dile kolay tam 6000*'den fazla insan sınava kayıt yaptırıyor. sadece sınavları 1 hafta sürüyor bu kadar insanın ve ben o sınavdan 28. olarak çıkıyorum. kendi isteğimle, kendi irademle. babamın sevincini tarif bile edemem.
    okul başlıyor istanbul'un semtlerini, ilçelerini öğreniyorum, otobüs'e binmeyi öğreniyorum. sarıyer'e sahil boyu yürüyüp denklerimize gider yapıyor, adam dövüyoruz, dayak yiyoruz. behçet kemal çağlar lisesi'nin kızlarına yavşıyoruz. ilk kız arkadaşımla uzun soluklu deneyimimi yaşıyorum.** o okul toplanma kampı gibi olduğu için insanları tanıyorum büyüdükçe. herkes farklı semtlerden farklı muhitlerden geliyor okula.*
    orospu çocukluğunu da öğreniyorum o okulda, insanlığı** da
    boş ders kavramını öğrenemedim o okulda. yoktu. müdür yardımcısını her öğlen tenefüsü hitamında ziyaret ederdik, dayak yemek için tabii ki.*
    haklının hakkını, haklıya vermeyi, eşit olmayı, özümüzde hepimizin aynı olduğunu öğreniyorum.
    ben o okulda öğreniyorum zina'nın neden yasak olduğunu, idrak etmem epey sonra oluyor ama, orada öğreniyorum esasında. alkol'un neden haram kılındığını sadece teoride değil pratikte de öğreniyorum o okulda.
    okulun en piç öğrencilerinden biri olabildiğim gibi, her daim ilk 10 öğrenci arasında da oluyorum. sadece din dersleri yok çünkü o okulda. il çapında okullar arası çeşitli yarışmalara katılıyoruz okulumuz adına. dereceler alıyoruz arkadaşlarla.

    ama ben o okulda müslümanlığı da öğreniyorum, ne demektir, ne demek değildir. ben o okulda kâbe'de kafirlere karşı kur'an-ı kerim okuyan ve bunun için kırbaçlandığı halde kur'an okuyan abdullah bin ibn'i mesud'u öğreniyorum. şevkine hayran kalmamak mümkün mü, adam kırbaçlandığı halde okumaya devam ediyor, taa ki bayılana kadar.

    peki bana babamın bana imam hatip lisesi'ni sunmasaydı büyük ihtimalle ne olacaktım biliyormusun ?
    şu an evimin karşısında abbasağa parkı bulunmakta, ilk okuldaki yaşıtlarım, arkadaşlarım şu an alem yapıyorlar, otçul olanları çift kağıtlı sarmakla meşguller. onlar yüzünden insanlar parkın içinden geçmiyor*. yarısı 20 yaşına gelmeden sabıka sahibi olan insanlar. hepsini tanıyorum, hepsiyle muhabbetim halen daha devam ediyor.
    lakin dostum ben buradan geçerken onların anası babası bana imrenerek bakar. bilirim ki kendi çocuklarıyla aynı jenerasyondan olduğum halde, bizimkiler neden böyle ? köşebaşında akşama kadar çekirdek yiyip, gece parkta otçul hale geliyor neden ? diye soruyorlar kendilerine. hatalarını arıyorlar.**
    alkol mu ? yerinde, içmesini bilen insanlarla ben de dünyevi zevk-i sefamı yapıyorum.
    ama biliyorum ki günah işlediğimi, islamın ve iman'ın şartlarını, 32 farz'ı. kur'an-ı kerim'in ne kadar mukaddes bir kitap olduğunu. sizin hiç bir zaman anlamak istemeyeceğiniz bi durum ama idare edin.

    babam kendi eksikliğinden kaynaklı olarak, farkında olmadan hayatı,insanları ve insanlığı öğrenmemin seçeneğini sundu. allah binlerce kez razı olsun kendisinden. ya olmasaydı ?

    hamiş, bir de based on a true story yazayım da tam olsun.

    mekân: nevizade
    zaman: 2008 mart ayı
    iş çıkışında iş arkadaşlarımızla kafa dağıtmaya sohbet etmeye gidiyoruz.
    sosyal hayattan girip vatanı kurtarmaya kadar uzayan bir muhabbet dönüyor,
    konuyla alakalı muhabbet ise;

    x*- falan tarihte toplanalım tekrar, y sen de şu yeni çocuğu getir bi görelim,
    s*- hakkaten iyi oluyor böyle.
    y*- olur hem tanışmış olursunuz yüz yüze.
    x- nasıl, bari modern mi bu sefer ki ? içki içiyor mu ? sosyal hayatı iyi mi ?
    z*- yamuk bi tip mi ?
    y- yok yahu iyi bi çocuk, ailesiyle kalıyo, imam hatip okumuş hatta, şimdi ingilizce öğretmeni, istanbul üniversitesi mezunu.
    x- ayy, nerden buldun onu kızım, imam hatip okumuşsa yobaz'ın tekidir o, gelmez buralara. sana ters bi kere.
    z- hakkaten yahu, nerden buldun o cami imamını ?
    y- aynı okuldan mezunuz, okulun mezunlar gününde tanıştık, çok hoş bi çocuk. görüşüyoruz bayaa bi zamandır.
    z- şimdi o buraya gelince bizi içirmez, üstüne bir de vaaz verir.
    s- (ya sabır)
    x- hakkaten kızım, yaramaz o sana. kimbilir nasıl geri kafalı bi adamdır da sana öyle görünüyordur ?
    z- lan amma komik olur yahu, gaza gelir nevizadeye vaaz verir, herkesi camiye çağırır bu herif hahaha
    s- iyi biridir belki canım, hemen atıp tutmayın görmediğiniz adama ?
    x- niye lan, çok yakışıklıysa sen mi yazıcaksın yoksa ?
    s- yeter .mına koyyim, kaç tane imam hatipli insan tanıdınız hayatınızda da yobazdı, imamvaaz dı atıp tutuyorsunuz ?
    (ani çıkış karşısında başlar biraz öne düşer, düşünülür pozisyona gelinir. lakin kimsede tık yoktur)
    s- kaç tane insan tanıdınız da bu intiba oluştu sizde bi söyleyin allah aşkına ?
    x- hiç, ne işim olur o allahın yobazlarıyla ?
    s- emin misiniz ?
    z- yok be baba, tanısak biz şimdi burda oturmak yerine, cübbe sarık dolanırdık ortada.
    s- hmm ben kalkıp gideyim o zaman bozmayayım sizi ve muhabbetinizi
    (suratlardaki ifade birden değişir, zira şok edici bi cevaptır bu)
    s- a benim balta arkadaşım, modern diyosun içki diyosun, içkiyle modernlik ne alaka, bizim parkın sarhoşları bildim bileli sarhoş, bildim bileli pejmürde ? nerde modernlikleri ?
    s- senin için de bi dahaki sefere cübbeyle sarıkla gelirim, artık birlikte veririz vaazı nevizade'ye
    z- baba senin beyni ne yıkamışlardır şimdi o okulda var yaa?
    s- lan yıkasalar benim burda işim ne ? sike sürecek kadar aklınız yok mu ?* görmediğiniz adama ahkam kesiyosunuz anca.
    y- neyse ya, kapatalım konuyu
    der ve muhabbet kesilir, başka yöne kaydırılır zoraki.

    çağdaş nesil böyle yetişir ancak. devam edin siz, çağdaş neslinizi yetiştirmeye, at gözlüklerini sakın çıkarmayın ki sizin öğretilerinizin yanlış olduğunu anlarlar falan, mazallah yani.

    tanım:öncelikle müslüman insandır. müslüman olmanın gereklilikleri içerisinde yer alan çocuğunu yetiştirme konusunda dini eksikliğe sahip, kendisinin bilgi eksikliğinden ötürü yanlış öğrenmesindense dini, daha iyi bir şekilde anlatılabileceği mektebine göndererek dini sorumluluğunu yerine getirmeye çalışan kişidir. nitekim bu düşüncesiyle sonuna kadar da haklıdır.
    5 ...