bugün

nazım hikmet

nazım hikmet karısı piraye’ye şöyle yazıyordu mektuplarının birinde; “seni nasıl seviyorum biliyor musun? ot yağmuru nasıl severse, ayna ışığı nasıl severse, balık suyu ve insan ekmeği nasıl severse, sarhoşun şarabı, şarabın billur kadehi sevdiği gibi, annenin çocukları, çocukların anneleri sevdikleri gibi, lenin’in inkılâbı ve inkılâbın marx’ı sevdiği kadar…” yine o mektupların birinde; “çıkarsam ve sana kavuşursam, bu öyle dayanılmaz bir saadet olacak ki, gebereceğim diye korkuyorum.”, diyordu. oysa öyle olmadı. kavuştular, ve ne oldu ise oldu, ayrıldılar. adını kol saatinin kayışına tırnağı ile kazıdığı piraye ile, 17 yıl boyunca mektuplaştı nazım. tam 518 mektup… daha sonra, dayısının kızı münevver’e, en sonda vera’ya aşık olur ve vera’nın kollarında ölür. nazım ne vera’ya, ne piraye’ye ne de münevver’e aşıktı. nazım, aşka aşıktı.