sunay akın'ın anlattığı zorlama romantik hikayeler vardır. ölmek pahasına zemheri soğuğunda kitaplarını yakmayan yazar gibi mesela. bu tip hikayelere pek itibar etmem. muteber bir yanı olduklarını da düşünmüyorum. fakat peyami safa'nın sevdiğine çikolata almak için iki ceketinden birini satma hikayesi çok samimi/aıcıtıcı/çocukca geldi bana.
sanırım buna sebep çileli yaşam hikayesidir. peyami safa bu topraklarda bizim aramızda doldurdu çilesini. oğlunu burda kaybetti/istediği eğitimi burda alamadı/zalim illet burda yapıştı yakasına. onun için o sattığı iki ceketinden biri hikayesi beni çokca etkilemiştir.
''her işte bir hayır var'' düşüncesi sanırım peyami safa için yeterince belirleyici bir sözdür. çünkü hastalanmamış olsa bizler dokuzuncu hariciye koğuşu'ndan mahrum olarak yaşayacaktık.