erdem bayazıt

gidişi ile şiirde kocaman bir gedik açılmıştır. gidişi kelimeleri/dizeleri öksüz koymuştur. zaten kaç kişilerdi ki şu yalan dünyada.

ardından ağlamayacağım çünkü biliyorum ki gittiği yerde aramazıda olduğundan daha mutlu.
ardından ağlayacağım çünkü öldüğü gün bir iki tane haber kanalında büyük türk şairlerinden erdem bayazıt dar ı bekaya göç eyledi diye haber yapıldı.

bu durum hala içimi acıtıyor.

yanlış anlamaları gidermek adına şunu da söylemeliyim; cahit sıtkı'da görülen ölüm metaforu korku üzerine kurulmuştur. yani cahit sıtkı ölümden korkar ve ölmek istemez ve şiirlerindeki hakim duygu bunun üzerinedir.

erdem bayazıt'ta ise aksine ölümün gözlerinin içine bakan bir anlayış vardır. bayazıt ölüm korkusu gibi metazorik bir anlayışa şiirlerinde asla yer vermez. aksine mevlana gibi bir kavuşma/düğün gecesi bakışı hakimdir. bunu şu dizesi zaten yeterince özetler:

ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm
ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm

fakat içi boşaltılıp cahit sıtkı tarancı ile benzerliği sade ölüm temalı şiirler yazdığı noktasına bağlanacaksa bu eminim erdem bayazıt'ı incitecek bir anlayış olurdu.

mekanı cennet olsun büyük şairin.