şeyma subaşı

Bu aralar sözlüğün gündeminde gereğinden fazla yer etmiş Kadın.

Bakın şimdi:

Fırsatlar ve insanlar vardır.

insanlar fırsatları kovalamazlar.
Fırsatlar da insanları kovalamaz.

Fırsat ile insan karşılaşır.
insan bu fırsatı değerlendirirse, başarıya ulaşir. Ve en önemlisi de, fırsatlar insanların karşısına ömrü boyunca 1-2 kere çıkar.

Büyük şirketlerin dönüm noktaları, zengin kocalar, mükemmel aşklar, dibe vurmuşken insanın karşısına çıkan şeyler, bunların her biri fırsattır.

insanlar karşılarına çıkan fırsatları ya değerlendirir ya da degerlendirmez.

Şimdi soracaksınız: insan aptal mı ki karşısına çıkan fırsatı degerlendirmesin?

Ben de cevap vereyim: belli olmaz. insan bazen çıkarına ters davranmayı sever. Kendisi için refah değil acı isteyebilir. Bu insanın doğasında vardır. insan bazen sırf olay olsun diye önüne çıkan fırsatları tepebilir. Belki saçma gelecek size, ama bu doğruluğu su götürmez bir gerçek.

Şimdi Şeyma Subaşının karşısına bir fırsat çıkmış. Zengin, eli yüzü düzgün, akıllı bir adam acun. Yani bir fırsat. Şeyma Subaşı da bu fırsatı geri tepmek, elleriyle itmek yerine değerlendirmiş, hatta ondan çocuk da yapmış. Peki bu durumda size ne düşer? Bok yemek düşer.

Hani var ya, bazı teyzeler diyorlar " beni ne mühendisler ne doktorlar istedi bilsen."

işte bu teyzelerin de karşısına fırsatlar çıkmış, lakin değerlendirememişler. Fırsatı kaçırmaktan daha kötü olan bir şey varsa, kaçırılan fırsatla övünmek. Bu teyzelerin içine düştüğü durum da bu.

Sevgili arkadaşlar, kızlar..Size şunu söylemek istiyorum: siktir edin.

Herkesin hayatı kendine. Acun'un parasını yiyen siz değilsiniz. Acun'un altinda yatan da siz degilsiniz. Size giren çıkan yok yani.

Böyle onu bunu eleştirmektense kendinize firsatlar yaratmaya bakın.

Bakın bu önemli.