Peyami safa'nın kurtuluş savaşı dönemi istanbul'unu anlattığı romanlarından biridir. Aynı Fatih-harbiye gibi burada da şişli-cerrahpaşa vardır. Şişli, eğlencenin merkezi; Cerrahpaşa ise muhafazakârlığın merkezidir.
Roman aslında Yakup Kadri'nin sodom ve gomore ve Kemal Tahir'in esir şehrin insanları romanları ile örtüşüyor. Bir taraftan Anadolu'da işgalci güçlere karşı mücadele edilirken bir taraftan da istanbul'da karnı tok, eğlence içinde olan bir kesim vardır.
Romanda Mebrure, Manisa'dan çıkarak babasını aramak için istanbul'a gelir. Babası Yunanlılar tarafından esir alınmıştır. Onu bulmak için Bursa üzerinden istanbul'a akrabalarının yanına gelir. Paşa naif bey ölmüş eşi Nazmiye, kızı nevin ve oğlu Behçet vardır. Bunlar Şişli'de konakta batı yaşamına uygun bir hayat sürmektedirler. Siyret ise Behçet'in arkadaşıdır. Bir bankada çalışmaktadır.
Belma asıl adının Hatice olduğunu öğreniyoruz ve kardeşi Salih de Cerrahpaşa'da yaşamaktadırlar. Şişli sosyetesine girmek isterler. Belma'nın amacı aktris olmaktır. Behçet, Belma'ya yardım etmek amacıyla kandırıp onu kirletir. ( Kitapta yazar bir öğüt verme, ahlâkî ders verme amacı vardır. Pek çok kez bu ifadeler geçtiği için bu şekilde ifade ediyoruz.) Behçet'in Mebrure'ye ilgi göstermesi, ona sahip olmayı istemesi üzerine tüm gerçekleri ortaya döker Belma. Hasta yatağında frengi hastası Behçet'in kendisinin dünyaya getirdiği çocuğu nasıl öldürdüğünü anlatır Mebrure'ye. Abisi Salih, yaşananlardan dolayı çıldırır. Mebrure'ye en çok destek olan nadir ve fahri'dir. Fahri, Anadolu çocuğu, posta idaresinde çalışır. Behçet'in Anadolu'ya gitme karndırmacasına karşılık fahri ona gerçek anlamda sevmektedir. Babasından haber alır, Amasya'ya çağırır. Bu yolculuğa ise çıkacağı kişi fahri olacaktır.
Yazar sözde kızlar derken sözde, kız şeklinde anlaşılabilir. Yani o dönemdeki eğlence hayatında birçok yaşamın geriye bırakıldığını belirtmek ister. Birçok defa Müslüman-türk vurgusu yapılır.