“umudu dürt, umutsuzluğu yatıştır” demiş şair. bu his çökünce içe, hatırlamalı bu dizeyi. içini kemirince bu ağrı, alıp başını gitmeli.
kaybettiğimiz şeylerle birlikte çoğalan ve bir ömür çoğalmayı bırakmayacak olandır.
rengarenk düşler yağmur gibi üzerimize yağarken, başımızı çevirip arkamıza bakmamayı öğretendir.
karanlıkların içindeki ateşböceğidir.
bir nevi, umut gibi bir illüzyondur.
bazı şeyler var ki, insan bunları değiştirme kudretine ne yaparsa yapsın sahip değil. bunlar soyut şeyler oluyor genelde. tıpkı sevgi gibi.