bugün

23 ekim 1991 olympique lyonnais trabzonspor maci

erken dönüyorlardı o gece, karadeniz o kadar da hırçın değildi hani...
ama hepsi akşamki maçı düşünüyorlardı.
bugünkü rızıklarını da vermişti karadeniz nasılsa, hamsileri bir an önce limanda teslim edip faroz'a gitmekti niyetleri, hepsinin yüzünden heyecanları okunuyordu, idris reis iki eliyle dev göbeğine vurarak;
"hamu ataçak içi tene bu cece merak etmeyun uşaklar" dedi.
hakikaten de tüm uşaklar buna inanmıştı nedense, güveniyorlardı takımlarına.
neden güvenmesinlerdi ki?
bu çocukların hepsi onların içlerinden çıkmıştı.
hami, orhan, hasan, kemal...
hepsi kendi arkadaşları, kardeşleriydi. kader onları futbolcu yaparken bunlara da karadenizin hırçın sularında ekmek kavgası yapmayı reva görmüştü.

nihayet maçın yayını başlamıştı star'da. tüm faroz, tüm trabzon ve hatta tüm türkiye karadeniz uşakları için yek vücut olmuştu.
trt spikeri kemal ve hamdi ile roportaj yapmış ve şayet galip gelirlerse maç sonu bu ikiliden horon tepme sözü dahi almıştı.

ilginç bir kendine güven göze çarpmaktaydı trabzonspor cephesinde...

nihayet maçın başlangıç düdüğüyle tüm türkiye bordo mavi bir şekilde ekran başına geçiyordu. lyon o dönem de avrupa'nın hatırı sayılır takımlarından birisiydi. lakin urbain breams'ın hazırladığı karadeniz'in hırçın dalgalarının genlerine sahip trabzonspor'lu futbolcular da kolay lokma değildi.

maçın ilk dakikaları lyon ataklarına sahne oluyor, lakin karadeniz'in inatçı çocukları fransızların tüm gol girişimlerini boşa çıkarıyor ve ekran başındakilerin her geçen dakika biraz daha kalplerini fethediyordu.

maçın ilk yarısının bitiş düdüğü faroz'daki kahvede yine idris reis'in şu sözlerine sahne oluyordu.
"merac etmeyun uşaklar hami çakacak içi tene..."

kahvedekiler de bu lafa "yapma idrus reis cörmeymusun adamlar nasil top oynayi? berabere bitsun yeter da" şeklinde karşılık veriyordu.

bunlar olup biterken maçın ikinci yarısı başlamıştı. lyon yine yükleniyor, trabzon kalesinde gol arıyordu. maçın 53. dakikası geldiğinde ünal'ın lyon defansı ardına attığı ara pası iyi takip eden şeyhmuz sahneye çıkarak lyon ağlarına trabzonspor'un ilk golünü bırakıyordu. bu gole faroz'daki kahvedekiler de dahil olmak üzere kimse inanamıyor, defalarca tekrarı verilmesine rağmen üzerlerindeki şoku kimse atamıyordu.

nitekim lyon santrayı yapar yapmaz yine gol için yükleniyor ama başaramıyordu, golün üzerinden henüz 2 dakika geçmişti ki hasan'ın defanstan şişirdiği top bir anda şeyhmuzun önüne düşüyor, şeyhmuz ise lyon ceza alanına giren hami ve orhan'ı düşünerek ortasını yapıyor, gelen ortayı hami gole çeviriyor ve bizlere bir yeni şok daha yaşatıyordu.
ilk golden sonra gelmeyen gol sesleri şimdi her yerde yankılanıyortüm türkiye ve faroz 2. golü idrak ederek seviniyordu...

gelen goller trabzonsporlu futbolcuları erken bozmuş olacak ki 2 dakika içerisinde lyon 2 gol atarak skoru 2-2 ye getiriyordu.
herkes bir anda başını öne eğiyordu gene.
türk futbolu'nun en önemli handikapı olan kolay gol yeme hastalığı yine nüksetmişti işte.
faroz'daki kahvede de ölü çıkmış gibi üzüntü vardı. kimsenin ağzını bıçak açmaz iken idris reis'in sesi suskunluğu bozan tek ses olmuştu.

"merak etmeyun uşaklar hamu bir tene daha atacak"

lakin dakikalar geçiyor lyon'dan gol sesi çıkmıyordu. üstelik lyon daha beter bastırıyordu son dakikalara doğru.
dakikalar 78'i gösterdiğinde ünal nefis bir çalımla önündeki lyon'lu oyuncuyu oyundan düşürerek topu ceza sahasına ortalıyor, gelen topla buluşan hami mandıralı yaptığı nefis vuruşla lyon kalecisini de kaleye sokarak trabzon'u bir kez daha öne geçiriyordu. bu golün ardından hami gol sevincini horonla bütünleştiriyor ve unutulmaz enstantanelerden birini hala hatırlamamıza vesile oluyordu.

lakin golün 2 dakika sonrası lyon bir gol daha buluyor skoru 3-3 yapıyordu.
idris reis'te kızmıştı bu işe,
"ulan atayruz atayruz yiyeyruz, ben daha bişey demeyrum, orhan atar deyrum o ka!"...

son dakikalar kabus gibi geçiyordu trabzonspor için, turu geçmek için bu skor mutlaka korunmalı, iş avni aker'e bırakılmalıydı. lakin sahadaki bir avuç çılgın türk aynı kanıda değildi. dakika 90'ı gösterirken herkes bu maç bitti dediği anda defanstan şişirilen topu kovalayan "fırtına orhan" sahneye çıkıyor ve trabzonspor'un 4. golünü lyon ağlarına bırakarak bu maçı "unutulmaz maçlar" listesine sokmayı başarıyordu.

trabzonspor aldığı bu galibiyetle avrupa'da tüm dikkatleri üzerine çekiyor ve oynadığı güzel futbolla tüm türk halkının sempatisini kazanıyordu.
maçın en unutulmaz enstantanelerinden biri de maç 4-3 iken maçı bir türlü bitirmeyen hakeme spiker öztürk pekin'in isyanıdır;
"oynat hakem oynat... istersen sabaha kadar oynat..!"

ne mutlu bizlere ki bu unutulmaz maçı o dönem an be an yaşadık ve hala trabzon ismini duyduğumuzda yaşamaya devam etmekteyiz...

http://www.hizliresim.com/2008/6/28/3522.jpg
http://www.hizliresim.com/2008/6/28/3525.jpg
img253.imageshack.us/img253/3710/phto00085plme6.jpg