bugün

büyük istanbul depremi

Bir yer bilimci olarak üzerine kafa yorduğum bir çalışmayı sizinle paylaşmak isterim. Deprem alanı aslında istatistik bilimi ile beraber çalışır. Oluşabilecek depremlerin gerilim birikimleri konusunda deprem istatistiklerinden faydalanır. Misal; 1400 ve 1700 senelerinde benzer büyüklüklerde deprem üretmiş bir fayın 2000 senesinde veya civarında benzer bir deprem yaratma potansiyeli yüksektir. Tabi hiç bir zaman kesinlik yoktur ve kimse bundan bahsedemez.

Şimdi gelelim benim yaptığım çalışmaya. Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF) özellikle Bingöl' de Doğu Anadolu Fayı ile kesiştikten sonra Kuzey batıda Erzincan üzerinden yürüyerek, Marmara Denizini geçer ve Çanakkale den Saros Körfezi içlerine kadar ilerler. Fay mekanizması işleyişi doğudan batıya olup, batıda son noktadaki depremden sonra batıdan doğuya doğru tekrar faaliyet göstermektedir. geçmişte olan depremlerde bunun en büyük kanıtıdır. isteyen bunu araştırabilir.

Kuzey Anadolu Fay Hattının en son ortaya çıkardığı büyük deprem olan "Sakarya- Adapazarı 17 Ağustos Depremi" biriken enerjinin Marmara Denizine akatarılmasını sağladı. işte bu yüzden zaten herkesin ağzında "Büyük istanbul Depremi" söylemi dolanmaya başladı.

Önemli olan kırılacak fayın uzunluğu. Bunu bilebilirsek depremin büyüklüğünü de bilebiliriz. Fayın hangi hat üzerinde meydana geleceğini artık biliyoruz. Yani fayı bulduk. Ancak bu fayın en son ne zaman hareket ettiğini tespit etmeye çalışıyoruz. istanbul civarında her 250 senede bir deprem olmakta. 1766 depremleri son büyük depremler. Ondan sonra bir tane 1912’de Şarköy depremi var. Ondan sonra da 1957’deki Adapazarı depremi. Soru şu: Adapazarı ve Şarköy depremleri ne kadar uzunluktaki fay parçalarını kırmışlardır? Yani arada kırılmayı bekleyen ne kadar fay parçası kalmıştır? Marmara’da ki depremin derinliği ve türü hakkında sorunumuz yok. Bunları kolay bulabiliyoruz. Bulamadığımız şey kırılacak fayın uzunluğu. 1912‘de 1957’de ne kadar kırıldı? Bunları bileceğiz ki; yeni kırılması gereken fayları bulalım. Depremler birbirini tetikler. 1999 izmit depremi Yunanistan’da ki depremi tetikledi. Kanomori adlı bir Japon profesör, bunu öğrencileriyle birlikte istatiksel olarak kanıtladı.

Çınarcık çukurluğundaki normal fay kırılırsa, istanbul’ u da içine alarak daha geniş bir alana yayılacak. istanbul’un şöyle bir talihsizliği var. Eğer batıdaki fay kırılırsa özellikle Fenerbahçe, Kadıköy ve Üsküdar önemli ölçüde etkilenecek. Eğer Adalar’ ın arkasındaki fay yani doğudaki fay kırılırsa Avcılar ve Ambarlı çok etkilenecek. Çünkü yanal atımlı fayların uç kısımlarının hizasına düşen yerler daha çok etkileniyor. Eğer tek parça kırılırsa istanbul’un hem batısı hem de doğusu yani her kesimi etkilenecek.

Deprem istatistiğinden çıkardığım sonuçlar ve mevcut deprem geçmişi (Kandilliden edinilebilir) korele edildiğinde istanbul depreminde batı yakası dediğimiz Avrupa tarafının kırılması daha olası duruyor. Tabi burada bu olasılık çalışmasını yaparken dipnot olarak şunu da belirtmek lazım. Marmara Denizinde fay tamamen kilitlenmiş durumda. O yüzden nasıl bir atım ile kırılacağı konusunda bu tür faylanmalardan tahminde bulunmak çok güçtür. Ama görünen depremin 7.0 dan küçük olmayacağıdır. Ayrıca, Sakarya Adapazarı düzenine göre daha farklı ve gerilim yüklü bir düzlemden bahsetmemizden mütevellit 7.5 civarı bile konuşulabilir.

Şöyle basit bir hesap yaparsak, 7,6 büyüklüğündeki depremde Marmara Denizi’ nin tabanı özellikle güney Marmara’da ki şehirler (Bursa, Balıkesir, Çanakkale) 5 metre batıya doğru kayacak. Bu büyüklükteki deprem, Hiroşima’ ya atılan atom bombasının 175 katının çıkardığı enerji miktarına eşit olarak hesaplanıyor. Aynı zamanda bu 2 milyon 640 bin ton TNT’ ye denk geliyor. Yani 400 trilyon tonluk bir kütle bir dakika içinde 5 metrelik bir atım sağlıyor.

Deprem riski en fazla yerler arasında Güney Marmara yani Biga yarımadası görünüyor. Balıkesir ve çevresinde deprem riski yüksek. Burada bin yıldır kırılmamış faylar var.

Hava tahmini gibi deprem tahmini yapılabilir. Ancak bir tanesi gaz içinde oluşuyor ve çok süratli gelişiyor. Tahmini daha kolay. Bir tanesi, yani deprem katı içinde olduğu için tahmini daha zor. Ama hava tahmininde de tam zaman, tam yer vermek mümkün değil.

Marmara Bölgesi’nde deprem alarmı verilmiştir. Üstelik de bu bölgenin yapı stokunun yüzde 60’ının büyük bir depreme dayanamayacağı da yetkililer tarafından söylenmektedir. Buna rağmen, 11 sene geçtiği halde can alıcı, zarar azaltmaya yönelik çok az şey yapılmıştır. Yapılan şeyler, bazı yol, köprü, viyadük, hastane, okul ve devlet dairelerinin bir kısmının güçlendirilmesi ve bir de acil durum planlamasına yönelik masa başı işleridir.

Resmi rakamlara göre en iyimser bakışla yapı stokunun yüzde 25’i deprem güvenli değildir ve depremde nasıl bir performans verecekleri hiçbir şekilde tahmin edilememektedir. istanbul’da 1 milyon 600 bin binanın olduğu düşünülürse, demek ki 400 bin bina beklenen depremde Allah’ a emanettir. Yine çok iyimser bir tahminle, her binada 10 kişinin yaşadığını düşünelim -bu çok düşük rakamdır- 4 milyon insanın akıbeti, beklenen Marmara depreminde kestirilememektedir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar