bugün

tavanla bakışmak

Koğuşuna getirilince yüzünün nasıl bir hal aldığını farketmesinden olmalı ki kulağına fısıldadı gardiyanın biri: " bak bir de bunun hücresi var beğenmediysen burayı tek kişilk tamamen sana ait" sonrasında kıkırdayarak uzaklaştı.
Gardiyanın aşağılayıcı gülüşünü sorgulamak istedi ama böyle bir lükse sahip değildi şimdi. Sonra kötü bir şaka olduğunu düşünerek yürüdü.. Hoyrattı bu mahpus adamı deli belki de deliyi adam ederdi..
Çok sürmeden o hücrede buldu kendini gardiyanı hatırladı oldukça dürüsttü tek kişilikti ve tamamen ona aitti gördüğü hücre ama birden çok korktu öyle korkuyorduki anlayamıyordu bile, bu daha önceki korkuları gibi değildi bilinci kapanmıştı sanki. hiçbir şey düşünemiyor hiçbir şeyi kestiremiyordu.
Birkaç gün geçince yaşadığını unutuverir olmuştu.
gözleri sürekli boz renkli tavana bakıyordu nemli nemli..
ne bir ses ne bir nefes yoktu kir ve pas kokusu alıyordu sadece işte o an anladı asıl yalnızlığı işte o an gördü ölümün karanlığını ama ölmüyordu. bir put gibi bekliyordu. derken bir yaş süzüldü gözünün tekinden gözlerini diktiği yerde bir örümcek vardı yavaş yavaş ilerliyordu tavanın bir köşesinde. içinde çocuksu bir mutluluk beliriverdi oturduğu yerden kalktı sağ elini havaya uzattı küçük örümceği iki hamlede yakalayabildi avucunun içine aldı bir yaşta öteki gözünden süzüldü, tekrar hissetti yaşıyordu ve küçücük bir böcekten kararsız bir ümit almıştı hediye. avucunun içinde gezinişini seyrediyordu şimdi. tam parmağının ucuna gelince onu dudaklarına yaklaştırıp öptü yardım istiyordu şefkat bekliyordu en ilkel haliyle. Ve küçüçük bir böcek koskoca adama sığınak oluveriyordu birden.
işte yıllar sonra o tavandan böyle bahsedecekti..