bugün

sinemaya tek başına giden mal

insanın içini burkar. ağlarsın...

ben, fakir bir kulunuz olarak sizden istirham ediyorum. bu tip başlıklara bir şeyler yazarken lütfen hassas insanların da aranızda olabileceğini, yazdıklarınızı okuyabileceğini düşünün. 3 kere düşünüp 1 kere yazın. size adeta yalvarıyorum efendim.

tam da böyle bir şey başıma geldi zira. ankaraya yeni taşınmıştım. cebeci-kurtuluşta yaşıyordum. ailemden ayrı tek başıma bir hayat kurmaya çalışıyordum. bırakın sevgiliyi, bir arkadaşım bile yoktu. sıkılmaktan delirme noktasına gelmiştim. her gün kurtuluş parkına gidip ağlıyordum. o kadar mutsuzdum ki önümden, köpeğini gezdiren daracık taytlı ted kolejli kızlar geçerken bile o şahane kasalara bakmak gelmezdi içimden. bir simitle, 7 saat aralıksız, bir parkta ağlamak nedir bilir misiniz be siz?

işte böyle kabus günlerden birinde (not: hala dururlar mı bilmem) tabelasında 3 film birden yazan bir sinema salonu gördüm. o anki mutluluğum tarifsizdi. uygun fiyata 3 tane film izlerim, bütün günümü böyle geçiririm hem de sinemasever arkadaşlar edinirim dedim. öyle de oldu gerçekten. rahim abi, sübyan fuat, selman amca hep o günlerden yadigardır bana.

ama o ilk günler kimsem yoktu ve sinemaya yalnız giderdim. çaresizdim, çünkü yalnızdım! ağızdan bir çırpıda çıkan bir hece değil mi? mal! ya bu sözlükte canı yanan birilerinin olduğunu düşünemiyor musunuz allah aşkına? yeter! gerçekten yeter be!

not: şu an bile sinemada nerden geldiği belirsiz şak şak sesleri kulağımda yankılanır. zor günlerdi be.