bugün

mustafa kemal atatürk

kendisinin hakkını hiçbir kelime veremez. yine de hakkında bir şeyler söylemek, yazmak her türk'ün olduğu gibi benim de borcumdur. batan bir imparatorluktan, güneş gibi bir cumhuriyet doğuran yüce insan. tam bir asker, oldukça başarılı bir komutan. herkesten farklı düşünebilen, muazzam bir zeka.

geldikleri gibi giderler dedikten sonra bunu gerçek yapmıştır. savaşın kazanılmasından sonra bitap düşmüş bir ulusun küllerinden doğması için elinden gelen her şeyi yapmıştır. köylüye, öğretmenlere, sporcuya, sanatçıya, doktora değer vermiştir. 'atatürk'ün askeri kimliğini severim ama bir siyasetçi olarak beğenmiyordum' diyenler nasıl bir gaflet içindedir anlayamıyorum. bir masal var ki atatürk sebepsiz yere hacıları hocaları ve şapka takmayanları astı diye, bu saçmalığa inanarak böyle büyük bir insanı sevmiyorum diyebiliyor ve hatta ona düşman kesilebiliyorlar. mustafa kemal atatürk; sizin o kendini allah'ın gölgesi yerine koyan, itaat ettiğiniz padişahlarınız gibi olsaydı kendisine buyur yeni padişah sen ol dediklerinde bu fırsatı kaçırır mıydı? her bir zerresini bu ülke için en iyisi nasıl olur diye düşünmeye adayan bu insanın herkese hak ettiğini verdiğinden eminim. yani baş kaldıran, tehlikeli dincileri asması son derece doğru bir karardır. kimse de sadece şapka takmadı diye asılmaz. atatürk gibi ileri görüşlü bir insan, bu örneğin altında yatan isyan tehlikesini ve bu kişilerin ne kadar sinsi, ne kadar zararlı olabileceğini görmüştür. her neyse, o beni hiçbir zaman tanımayacak olsa da en sevdiğim insanlar arasında olacak sonsuza dek.