bugün

rahmi karakus

Ali Şeriati gibi, iran'da okumuş, Fransa Sorbonne'da sosyoloji ve dinler tarihi doktorası yapmış, Jean Paul Sartre'ın öğrencisi olup ondan şu övgüyü almış ( Benim bir dinim yok ama olsaydı Şeriati'ninki olurdu!), tüm hayatını, profösör olayım, ev araba, yazlık alayım, ünlü olayım , sessizce işimi kotarayım demeyip, Şah ile eskide yaşayan sözde mollalar ve batı yalakası akademisyenlerle, savak isthibarat servisi ile, kokmuş yanlışlar ile mücadele ile harcamış, halkı hiç küçük görmeyip daima onların içinde olup asıl aydınlanmanın halk aydınlanması, bir zümrenin aydınlanmasının halksız bir hiç olduğunu savunmuş ve 44 yaşında zehirlenerek şehit edilmiş bir dünyaca ünlü hakiki derecede eylemi olan islâm düşünürü, söz değil hayatı ile muhammedvari, alivari, sembol yaptığı ebu zer gıfarivari "eylem" insanı, nasıl büyük şahsiyet rahmi karakuş gibi olabilir ki, kimdir ki o, rahmi karakuş gibi nasıl teoride sıkmayı bilir ki, protest bir islâmcıdır, yanlışlara karşı toplumsal bir mücadele yerine dilsiz şeytan olmayı asla seçmemiştir.
islâm dininde, kurân'da allah'ın dediği gibi: islâma aykırı eylemi olanlar, istedikleri kadar fikir, ilim adamı olsunlar, dünyanın en yüksek dehası olsunlar (ebu cehil gibi, döneminin kafalı bir adamı) önemli değildir, köydeki ali efendi cehaleti ama güzelim insaniyet ve eylemi ile daha üstündür, çünkü eylemi vardır. islâm dini eylem dinidir, ibadetleri ile doğru, kaliteli birey ve toplum olma anlayışı, insan gibi insan olma anlayışı ile "eylem" dinidir. anlayışıma göre islâm olmayıp eylemde insanlık ve hakikat adına, doğru davranmak adına mücadele edenler, sabah akşam namaz kılıp sünepe gibi pısırık yaşayanlardan daha erdemlidir.sokrates, che guevara, frantz fanon ve adını unuttuğum niceleri gibi...
Rahmi Karakuş ve benzerleri üniversitelerinde oturup saltanatlerını sürsünler, türkiye'de 20den fazla felsefe bölümü var, sosyoloji ve diğer insan bilimleri dahil... nerede entel akademisyenlerimiz, yazıp çizsinler, ve eyleme geçerek mücadele etsinler de türkiyeyi , küçük gördükleri halkı kendileri gibi karanlıktan kurtarsınlar. tüm felsefe bölümleri kapatılsan türkye ne kaybeder, hiçbir şey kazanır bile.öğrencilerini de kendileri gibi korkak ve eylemden yoksun, para, iş, ev, araba, makam, yalakalık ve sözde entel olma adına yetiştiriyorlar, kendileri başta örnekler. felsefe bölümü öğrencileri saç, sakal uzatıp, küpe takıp,birkaç nietzsche, foucoult, sartre okuyup kendilerini entel ve tarz yapmış sanarak bölümde pisliklere, ülkenin yanlışlarına hiçbir yerde karşı çıkamayarak felsefeci olduklarını zannediyorlar. eylemi olmayan felsefeci mi olur be! adam olmaz! halkına, kültürüne, islâma( dindar olsun olmasın), türklüğe yabancı olan, bilgisiz ve geçmişini küçük gören kişi aydın mı olur toplumdan farklı olacam diyerek.böyle bir eylem adamı daha görülmemiştir dünyada! velhasıl kelâm rahmi hoca, ibrahim hoca, mehmet hoca , zart zurt hoca çok şeker, iyi insan, kalite akademisyen, melek gibi,nota kafayı takmış öğrenci lafı not az veriyor, kıt veriyor laflarını geçin... eylemleri yok! sait başer gibi biriki nadide eylemci var.herkez tırstığında sait başer destek verdi, korkmadı, çünkü makam, malk mülk ve ideolojik eleştiri korkusu yok! kendisini takdir ettiğim akademisyenlerin bazıları da nedense bir yere gelene kadar ayıya dayı de, her şeye karşı çıkılmaz, harcanırsın diyerek kendileri gibi sessizce öğretmencilik oynar gibi eylemsiz olmamı istiyorlar, onları da anlamış değilim, bir yere kadar ayı gibi ayı mı olayım, yani insan değil hayvandan beter, ya ölürsem o zamana kadar hayvan gibi yaşayıp ölmez miyiz.geçin efendim bu zırvalıkları, bunlar insanlığa yakışmaz... eyleminiz yok, hiçbir nane yiyemezsiniz, bu ülkeyi de bunlarca akademisyen topluluğu, aydını yazarı "nah kalkındırır" aziz nesin'in nah kalkınırız dediği gibi. eyvallah.