bugün

rahmi karakus

Kendısine sorulması gereken sorulardan: Bir felsefe akademisyeni, profösörü, halkı daima "sokaktaki insan" ya da "sıradan insan" tamlamaları ile ele alan, kendisini aklı aydınlanmış, insanın içine doğduğu dünyanın birçok formundan aklını kurtarmış yüksek şahsiyet şeklinde gören, birçok islâm mütefekkirini ve yakın zaman entelektüellerini takdir eden, ahlâk ve islâmdan sürekli bahseden, sürekli kendine has derinlikli mevzuları soru olarak yönelten ve öğrenciyi düşündürmeye sevk eden, cevapları söylemeyen böylelikle aklın zekatını vermeye çalışan, babacan ve şirin tavırları olan Felsefe Bölüm Başkanı Profösör Rahmi Karakuş'a sorulsun: Ne için ve hangi değerler adına menfaatine aykırı geldiği için, sıkıştığı için tüm bu saydığım "değer", "ahlâk", "entel olma" alanını yıkıp yalan beyanlar verip bunlara da imzasını atmıştır( imzalı kâğıtların orjinalleri elimdedir)?

Sen şimdi istersen git Harvard'ta , Oxford'ta, Nasa'da çalış. Dünyanın en zeki ve entel kişisi ol, herkes seni ayakta alkışlasın, Einstein ol istersen... Teorik söylemlerin yıkılamasın, eylemde de sen babacan, ahlâk timsali, islâmı da Muhammed ikbâlvari kalıplaşmış değil tam hayatın içinde birebir rasyonel ve kolaylaştırıcı, sürekli düşünceye açık anla, Ali Şeriati'ye de adam değil de ayrıca bu arada, pratikte de böyle gözük ama asıl adam gibi adam olman gereken, hiçbir değerin hakikatten ve Allah'tan daha büyük olmaması doğrusuna karşı sen sırf egona yenilip, hırsına, kibrine, yanlışların doğuracağı sonuçları göğüslenememe zayıflığına, daha doğrusu "korkuna" yenilip pratikte yalan beyan ver, olayları karıştır, bir yığın laf dök fikir saptırmak için...