bugün

tiyatrocu

karnının gurultusuna dogaclama bir replikle cevap verir, sahnenin perdesi evindekinden daha değerlidir, yolda yürürken tuhaf şeyler düşünür ve kendini yanından geçen kişinin gözünden görür, en sevdiği şeydir boy aynası ve baktıgı anda yukarı, bir yıldızın kayması.

yüzünde bariz izler vardır ama göze batmaz, hiçbiri, hiçbir yalanı yutmaz, anlarlar bakınca bir insanın gözüne, bilirler nasıl katıldıgını yalanın, bir gerçeğin özüne, incedir, zariftirler, kuş gibi hafiftirler, köpüklü bir ırmaga dönüşürler bazen, bazen usul bir nehirdirler.

kaç maske varsa hayatta, yüzlerinden geçmiştir, kahkahaları ya da hıçkırıkları titretirken salondaki boşlugu, hayal ederler akşam sevgiliyle uyunacak loşluğu.

şairdir çoğu, delidir bir kısmı, kimi doğaçlama yaşar hayatı, kimi tekste bağımlı,

böyledir erkeği, böyledir dişisi

budur işte tiyatrocu kişisi...