en antipatik bulunanlardan yola çıkmak icab ederse; çoğumuz sevmediğimiz halde ajdar anık ölse farz-ı misal "ohhh iyi ki de öldü, gereksiz bi adamdı" diyebileceğimizi zannetmiyorum. ha, albümlerinin satış rekoru kıracağını da zannetmiyorum. demem o ki, sempatiyle yaklaştığımız veya antipatik bulmadığımız, hayatın harala gürelesi içinde pek de dikkat etmediğimiz - edemediğimiz insanlar beklenmedik bir anda terk-i diyar ettiklerinde bir şekilde dikkatimizi çekiyorlar, o andan itibaren nostaljik bir anı oluyorlar. özellikle de genç iseler daha etkili oluyor gidişleri. yalnız kanaatimce barış akarsu kendince iyi bir yerdeydi genç yaşına rağmen. kazım koyuncu sendromu olsa bir nebze. onu çoğumuz ölümünden sonra tanıdık ve sevdik çünkü.
ha bir de hala yaşayan değerler var ki asıl onlar pek hakettikleri ölçüde anılmıyorlar. müzeyyen senar, suna pekuysal gibi. aydın boysan var mesela, ayaklı tarih ansiklopedisi gibi adam. bunların göçünden sonra "ah ah vah vah" denecektir. çoktur aslında yaşarken unutulanlar..
bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım istanbulun isimli şarkı.. tsm sevmeyenler bile bilirler bu şarkıyı. tsm sevip de bu şarkıyı sevmeyen var mıdır? kaçımız öldüğü güne kadar bestecisini ve yaşayıp yaşamadığını biliyorduk? gerçi sendrom falan yaratmadı, unutuldu bile..
sözün özü; evet yaşarken çoğu insanın kıymetini bilmiyoruz. ölümlerinden sonra bu kişiler üzerinden rant sağlayanları, ellerini ovuşturup küplerini dolduranları kınıyorum. ama varsın herkesin bir gün unutulup gideceği bu fani dünyada bazıları biraz daha fazla hatırlanabilsinler. kime ne zararı var ki? madem yaşarken kıymetini bilmiyoruz bilmeyeceğiz de..