mütevazi bir hayat sürmesi, ne oldum delisi olmamasıdır.
''mercedes'e binmeyen ilk başbakan'' oluşudur, sıradan bizler gibi mütevazi bir dairede yaşamasıdır.
devlette tasarruf gerekliyken tasarrufu yalnızca halka yıkmamış, kendisi de kıyısından köşesinden tasarrufa başlamıştı.
hükümet kurulduktan kendisine bir mercedes tahsis edilmesine rağmen iade etmiş önce tofaş kartal sonra ise renault safrane marka araçları makam aracı olarak kullanmıştı.
en son zırhlı olması açısından yeni bir araç ihtiyacı doğmuş ve ucuz olması için fiat'tan zırhlı tempra talep edilmişti. ve böylece ''ilk yerli araca binen başbakan'' olarakta tarihe geçmişti. hatta renault mais o dönem megane'ı özel olarak başbakanlığa önermesine rağmen aradaki iki kuruş fark dahi göz edilerek tercih tempra'dan yana kullanılmıştı.
o ucuz tempra'nın kısa sürede arıza yapması sonucu tahsis edilen renault marka aracı o dönem fransa'nın yine ermeni soykırımı ile ses yükseltmesinden ötürü istememiş ve hyundai marka bir araç kısa süreliğine hizmetine verilmişti.
yıllarca kasket, mavi gömlek, aynı renk kaban, hatta birbirine benzer gösterişsiz otomobillerle kamuoyunun önüne çıktı
bugün bizler dahi bu kadar mütevazi olamazken ecevit başbakan olarak mütevaziydi.
dürüsttü.
görüşlerimiz uymamasına rağmen kendisini sevmekteyim.
ah keşke biraz da otoriter bir mizaca sahip olsaydı..
edit: ecevit kimilerince iyi bir yönetici olmayabilir. lakin doların şuan ki gibi 3.5'larda olmamasına rağmen öyle bir krizin olması sadece bizim yönetimimizin basiretsizliği midir buna da bakmak gerek.
şayet o kriz olmasaydı belki şuan ki mevcut siyasi düzen asla oturmayacaktı. belkiler belkiler bitmez.
ki velev ki başarısız bir yöneticiydi.
ben karakterini seviyorum. en azından dediği birdi, dürüsttü, bizdendi.