bugün

sözlük yazarlarının itirafları

bir zamanlar bir sevgilim vardı. her fırsatta öpüşüyor, koklaşıyor ve uygun bulduğumuz her yerde delilercesine sevişiyorduk. günler günleri kovaladıkça daha çok seviyor daha abartılı sevişiyorduk. neyse. günlerden bir gün, ağzımı ayırmış, daha yeni yataktan kalkmış en pis, en leş halimle kafelerin oradan geçerken, bunu gördüm. kolunda bir kız. uzun boylu, alımlı ( gerçi oturuyordu ama tahmin ettim) iri yeşil gözler. minicik bir etek, benim ki dağ bayır gibi sırıtıyor karşısında. kıçını sallayarak çöp variline konuşlanmış it gibi soluksuz izliyorum bunları. bizim yavşak elini kızın bacağına atıyor kız ise yeaaahhh yapma cenk diye işveleniyor kaltak. o an orada bir sikendal çıkarmaya karar verdim. evet cenk'i yatırıp orada sikecektim. kararlı bir hükümet edasıyla gidiyorken, masaya yaklaştığım an ayağıma takılan bir taş yüzünden bunların ayaklarının dibine kapaklandım. uzun boylu alımlı ve iri yeşil gözlü kaltak görünümlü melek, hemen ayağa kalkarak beni tuttu ve kaldırdı. göz göze geldik, dilim tutulmuştu. öylece bakışıyorduk, sözcüklerimiz değil ama gözlerimiz bildiğin cenk'in gıybetini yapıyordu. sonra bana ne kadar düşürgen bir kadınsınız dedi. ben de ona sizin kaldırıcılığınız kadar değil dedim. aramızda biri osurusa alev alacak o derece yani. neyse cenk şaşkın, bayık ve morarmış bir yüzle tüm olan bitene şahit oluyordu. onun götü beş otuz atarken, biz şule'ylen scut füzesi hızıyla bir aşka yelken açmıştık bile.

şimdi bulduğumuz her yerde öpüşüyor, koklaşıyor ve sevişiyoruz.

neyse bir gün işte yeni uykudan uyanmış, en leş en pis halimle...

imza: sophia loren