samık adında eskimo şairin kaleme aldıgı ve aclıgı keskin hatlarıyla anlattıgı şiirdir.
Sen,yabancı,bizi mutlu ve erinçli sanırsın,bilseydin eğer sık sık yaşadığımız acıları anlardın yemek yemeye,şarkı sölemeye ve dans etmeye olan özlemimizi.
Binlerce insanın açlıktan öldüğü kötü av mevsimini yaşamamış yoktur aramızda.
Asla şaşırmazdık duyunca birinin açlıktan öldüğünü-alışmıştık buna.
Ve kimsenin suçu değildi bu:sayrılık gelir yada kötü hava bozardı avı tipinin burun deliklerimizi kapaması gibi.
Bir keresinde,kendini asmış bir adam gördüm açlık çektiği için yapmıştı bunu karar vermişti kendini öldürmeye.
Ama ölmeden önce,fok kemikleriyle doldurdu ağzını,böylece ölümün ülkesinde umuyordu çok et yemeyi.
Bir keresinde,kıtlık sürersen bir çocuk doğurdu bir kadın çevresindeki insanlar açlıktan ölürken.
Burada,açlıkta,bir bebek ne beklerdi ki yaşamdan?
Ve nasıl yaşardı o,annesi açlıktan kurumuşken?
Boğdu onu kadınve donmaya bıraktı.
Sonra da yaşamak için yedi onu.
Bir fok yakaladılar peşinden ve sona erdi kıtlık,böylece kurtuldu anne.
Ama o zamandan beri kötürüm kendisi kendi canını yediği için.
insanlar yaşadılar bunları,
bizede oldu aynı şeyler
ve biliyoruz sonucunu,yargılamıyoruz onları.
Nasıl yiyebilir bir insan kendisini ve nasıl anlar açlığın dehşetini?
Yalnızca biliyoruz yaşamayı çok sevdiğini onların...