bugün

bira çiş korelasyonu

bira ve çiş arasındaki doğrusal ilşkinin gücü. daha açık bir dille momentini siktiğimin ızdırabı.

bu öyle böyle bir durum değil beyler. oldum olası rakı içmekten büyük keyif duyan insanım. öyle kederli günde falan iyi gelmez bana rakı, daha çok ağzıma sıçmaktan başka bir boka yaramaz. o yüzden içeceğim zaman keyifli olmam lazım benim. mezem olması lazım en başta. daha önemlisi uzun marlboro kardeşliği ile bezenmiş bu sofraya adam gibi adam lazım. ancak harici zamanlar olur ki başka bir şeyler içmek gerekir. bu entry de öyle bir günde içilmiş olan sayısız biraya ve çiş ile oluşturduğu denkleme atfedilmiştir.

yanlış hatırlamıyorsam 2007 yılının aralık ayı. kayseri'den iki otobüs Fenerbahçe taraftarı kadıköydeki galatasaray maçına gidiyoruz. otobüsü de kiralamaşız ki, sadece maça giden taraftarlar var. isteyen yakıyor sigarasını. arka taraflarda alkol alanlar mevcut. Akşam maçtan çıkılınca bir arkadaşla buluşulacak yemek yenilecek, ardından bursaya sevgilinin yanına gidilecektir. hatun kişisi ile görüşülmüş istanbul bursa güzergahı hakkında bilgi alınmıştır. sevgiliye göre yolculuk yaklaşık 6 saat sürecektir. otobüsler kadıköyde durur, mabedin etrafında tur atılmaya başlanır. saat daha 16.00 civarıdır ve maçın başlamasına 3 saat vardır. bir cafeye gidilir arkadaşlarla patates kızartması ve biralar söylenir. ilk bira yuvarlanır.

cafede içilen üç biradan sonra stada doğru ufak adımlarla yola çıkılır. yol üstünde büfeden bir bira daha alınır. stadın çevresinde gezinirken bir bira daha içilir ve maça girilir. maçın ilk yarısının sonuna doğru ilk çiş belirtileri gelir. ancak staddan çıkınca yemeğe gidilecektir ve nezih bir ortamda rahatça işemek çiş sırası beklemekten daha cazip gelir. maçın ikinci yarısı iyiden iyiye rahatsız etmeye başlayan sıkışmışlık duygusu ile geçer. maçın bitiş düdüğü ile birlikte istanbullu arkadaşın beklediği alana doğru hızlı adımlarla gidilir. arkadaş ile selamlaştıktan sonra tuvalet ihtiyacının acil olduğu belirtilerek arabaya binilir. arkadaş bağırmaktan dilin damağın kurumuştur diyerek bira uzatır. bu bira da yolculuk esnasında boğulur. rakı balık ve tuvalet hayali ile kah istanbulu izleyerek kah muhabbet ederek geçen yolculuk acı bir telefon sesiyle kesilir. arkadaş telefonda aldığı haberden memnun görünmemektedir. sadece son cümleye odaklanılır.

arkadaş: tamam hemen geliyorum.
vendetta: nereye lan? beni tuvalete götürmeden hiç bir yere gidemezsin.
arkadaş: hacı kusura bakma. seni hemen terminale atayım orada tuvalete girersin, bursaya devam edersin sen. benim acilen gitmem gerekiyor.

satılmışlık duygusu ile kabaran anadolu damarı ile sessizliğe bürünülür. terminale girilir. tuvalete doğru hızlı hızlı gidilirken geri manevra yapan bir otobüsün altında kalmaktan son anda kurtulunur. otobüse gel gel diyen host ile göz göze gelinir:

arkadaş: dikkat etsene kardeşim. eziyordunuz burada bizi.
host: abi özür dilerim otobüsün o tarafını göremiyorum. nereye yolculuk abi?
arkadaş: arkadaş bursaya gidecek.
host: ooo tamam abi. hemen çabuk bin bin. bavul yok mu?
vendetta: lan dur bavul yokta çişim var.
host: gel gel.
vendetta: lan! dur adamla vedalaşayım bari.
host: abi gel. ben sana çişini yaptıracağım az sonra.

az önce otobüse gel gel diyen host bu sefer bana gel gel diyerek koluma yapışır ve beni zorla otobüse tıkar. ne olduğu anlaşılamadan otobüs ile bursa istikametine doğru yolculuk başlar. sevgili kişisine haber verilir. uyku bastırmaktadır. ancak çiş daha çok bastırmaktadır. uyumaya cesaret edilemez. uykuya bünye teslim edilirse, çişe de her an teslim olabilir düşüncesi ile çoğu boş olan koltuklardan birine oturulur ve cam kenarından istanbul seyredilmeye başlanır. bir süre gittikten sonra otobüs yavaşlar ve sıraya girer. karasal iklimde yaşamanın getirdiği hüzün ile ne olduğu anlamlandırılmaya çalışılırken otobüs gemiye biner. beyin kan yerine çiş pompalamaya başladığı için beyinde ilginç paradokslar dönmektedir. ben otobüse bindim, otobüs gemiye bindi noluyor hamuğa goyyim derken otobüsün kapıları açılır. host, abi burada tuvalet var diyerek lokasyonu işaret eder.

tuvaletin önüne gelen 3 litre çiş yüklü bünye kapının önünde kala kalır. çok hayati bir seçim yapmak durumunda kalınmıştır. ya çiş tutulmaya devam edilecek ve çiş içeriğindeki asitin böbrek ve idrar torbasını eritirken yaşattığı acı ile tanışılacaktır, ya da geminin tuvaletine girilerek hepatit ce başta olmak üzere dünya üzerindeki bütün mikroplara 15 ay askerliğini yapmış insanın karşısına çıplak çarliz teron * çıkarır gibi çıkılacaktır. çiş ile çalışan beyin çarliz teronda ki yüreğin kendisinde yer almadığına kanaat getirerek tuvaletin önünden çekilir. denizi seyrederek bir sigara yakmak için uzaklaşılır. sigara içilirken geminin iskele sancak gibi neresi olduğu bilinmeyen ama filmlerden duyulan yerlerine deniz suyu çarptıkça bünye daha bir gevşer.

vücütta sıkılan kas sayısı azaldıkça çişin yer çekimine karşı direnci de azalır. sigara atılarak tekrar otobüse binilir. bacaklar şeytan çarpmış gibi bir pozisyona getirilerek vücüttaki kan akışı, pardon çiş akışı durdurulur ve bacaklar uyuşturulur. bu pozisyonda kalmaya özen gösterilerek yolculuk devam eder. otobüs gemiden indikten sonra host yanaşır.

host: abi terminale girmeyeceğiz, senden başka bursa yolcusu yok.
vendetta: ne demek girmeyeceğiz? benim çişim ne olacak?
host: abi yapmadın mı vapurda?
vendetta: oraya en son giren adam hala orada mikroplar tarafından kemiriliyordu yapmadım. terminale girmezseniz ne olacak?
host: burada indireceğiz seni abi.
vendetta: ya kardeşim 6 saat sürecekti hani yolculuk? ben gecenin 2 sinde ne yapacağım burada? mustafakemalpaşa otobüsüne bineceğim daha.
host: abi mustafakemalpaşa otobüsleri sabah 6 da başlar. istersen sen hiç inme, bu otobüs balıkesire gidiyor seni mustafakemalpaşadan geçerken indirelim.
vendetta: e iyi o zaman. yalnız ben orada sadece etipark diye bir yer var orayı biliyorum. orada inmem lazım. oradan başka yerde inersem bulamam gideceğim yeri. oraya gelirken uyar beni.
host: abi sen orayı da bilmiyorsun sanırım. oranın adı etibank. merak etme. etibankın önünde indiririm seni ben.

çiş ile yoğurulan bünye yolculuğa devam ederken bir anda ipler kopar. uyku moduna geçilir. ne kadar sürdüğü bilinmeyen uykudan irkilerek uyanılır. camdan dışarı bakıldığında etiparkın önünden hızla geçildiği görülür. beynin anatomisi sikilmiş olduğundan durum bir süre idrak edilemez. ardından gecenin üçünde otobüste höykürülmeye başlanır:

vendetta: hoolleee. kaappteeenn. etiparkta inecek vardı. durdurun otobüsü. altıma edecem sizin yüzünüzden.

otobüsteki yadırgayan bakışlarla kesişirken otobüs etiparkın bir kaç kilometre ilerisinde durur. orta kapıdan inerken güzel bir bayan sesinin ayı dediği duyulur. otobüs hareket ettiği gibi bomboş kaldırımın ortasında sinsi plan için harekete geçilir. pantolonun kemeri çözülürken kemerin tokasına mavi bir çakar ışık yansır. tam baksırdan içeri el atılırken voooiiii zaaaattttt diye bir ses duyulur, yavaş yavaş arkaya dönülür:

polis: lan bebe? ne yapıyorsun bu saatte burada fener formasıyla?
vendetta: hıııaaa. abi ben maçtan geldim de.
polis: ortalık yere işemeye utanmıyor musun? pis herif. bin çabuk arabaya.

polis arabasına binilir. başa gelecek her şeye razı olan bünye gemide girmediği tuvaleti şu an da kucaklamaya hazırdır. polisler ile mustafakemalpaşanın bilinmedik sokaklarında gezilmektedir. ancak çişin vücutta gezebileceği herhangi bir boşluk kalmamıştır. artık dışarı çıkmak için haykırmaktadır.

vendetta: abi lütfen beni göz altına alın. nolur beni nezarete atın. yalvarırım beni tuvaleti olan bir yere götürün, çişimi yaptıktan sonra her cezaya razıyım.
polis: niye yendiniz lan bizi?
vendetta: abi allah bizim belamızı versin. gol vuruşu yapan deivid denen herifin bacağı kırılsın. yengeç dansı yapan kolları kopsun. ikinci devre samiyende 6 atın bize. beni tuvalete götürün de ne yaparsanız yapın abi.

göz altına alınmak için ikna çabaları devam ederken polis telsizine bir ihbar gelir. polisler bilinmeyen bir sokakta in çabuk diyerek beni başlarından atarlar. kaldırıma işemeye cesaret edilemez. inilen yerden köprü yolu nasıl bulunacaktır diye düşünülürken sabaha karşı 4 civarları bir tane fırın bulunur, fırıncı tuvaletleri olmadığını söyler, ancak yolu tarif eder. yola çıkılınca bir otel bulunur. otelin kapısı kilitlidir ve resepsiyonda otelci uyumaktadır. bütün haykırışlara, cama vuruşlara rağmen otelci uyandırılamaz. artık çiş damla damla dışarı çıkmak için çılgın atmaktadır. konaklanması planlanan otele doğru kıçına zenci siki yemiş gibi şekilden şekile girilerek gidilir. otelin kapısı açıktır ama resepsiyondaki adam uyumaktadır. çığlıklarla adam uyandırılır:

vendetta: tuvalet nerdeeğğğh?
resepsiyonist: hehı. haa? sssağğda.

takriben 10 saat civarında tutulan 6 biralık çiş pisivuara uzun süre rahatlama sesleriyle boşaltılır. otelci bir ara gelir ve ne olduğunu kontrol eder. ardından oda tutulur. tuvalete uzak lokasyonlu yerlerde bira içmeye tövbe edilerek 3 saat süren yolculuğu 6 saate olarak lanse eden sevgiliye yapılacak işkenceler düşünülerek uykuya teslim olunur.