bugün

recep ivedik 5

Not: spoiler falan yok ama ota boka spoiler diye kafa ütüleyen kılçıklar illa ki bulur bir şeyler. Onlar okumasın.
.
Recep ivedik "dikkat Şahan çıkabilir" yıllarından beri bildiğim bir karakter.
Bu kesinlikle Şahan'ın en iyi tiplemesi değildi. Sinan sağıroğlu, nezih hoca, cengiz budak gibi tiplemelerini daha komik buluyordum. filmini çekmek için recep ivedik'i Seçmesi beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Ancak elbette recebin seçilme nedenini gayet iyi anlıyorum. Bunca insanın anlayamamasını ise çok tuhaf buluyorum.
Önyargı insanlığın en büyük hastalıklarından biri. Bazen toplumda bazı konularda kanaat önderi konumunda olan kişiler bir şeyi irdelemeden, tam anlamadan kötüler. hele de işin içinde erken kazanılmış bir başarıya duyulan kıskançlık varsa. bu söylemler diğerlerinin zihnine kazınır. "Küfür komedisi" deyişi gibi. Oysa ivedik serisinde türk komedi filmlerinde alışılanın üzerinde bir küfür yoktur. Sırf amerikan filmi olduğu için yere göğe koyulamayan hangover gibi filmlerde küfür bunun on mislidir. Hele Borat gibi görsel tiksindiriciliği bir yana ırkçılığıyla da tiksindiren filmlere hiç girmiyorum bile.
istanbul üniversitesi devlet konservatuarında bir süre Öğrenci olmuş biri olarak Öncelikle şunu söyleyeyim Şahan bilkent üniversitesi tiyatro ve sahne sanatları bölümü mezunu ve bu ülkede oyunculuk açısından daha iyi eğitim alınabilecek fazla bir yer olmadığından kimsenin şüphesi olmamalı.
Kendisini düzeysizlikle suçlayan kesimin büyük bölümünden de kat kat daha iyi eğitimli ve kültürlü olduğunu düşünüyorum.

Şahan'ı kişi olarak sevmem ama yaptığı işin bir para getiren görünen yüzü bir de arka planı olduğuna dikkat çekmek gerekliliğini hissediyorum.
Bunun nedeniyse şahan'a iyilik yapmak değil; filmi sinemada baştan sona izledikten sonra, filmin sonunda seyirciden gelen tepkiyi görünce dehşete kapılmış olmam.

Filme akşam saatlerinde gittim.
izleyenler sanılanın aksine magandalar değil, çoğunluğunu orta sınıf kadınların oluşturduğu ailelerdi. Sinemadaki çocuk sayısı da dikkat çekiciydi.
Serinin şimdiye kadarki en politik filmi buydu. Ayrıca çok da karanlık bir filmdi. Recep daha önce yoldan çıkıp sahtekarlık yapmaya çalışsa da ağzına yüzüne bulaştırır, kazandığı başarıları bileğinin hakkıyla kazanırdı.
Bu filmde adam kaçırma, zorla alıkoyma, sistematik işkence, olimpiyatlara kayıt olurken yaş küçültüp sahtekarlık yapma, hile ile müsabaka kazanma gibi çok net suçlar işliyor.
Karakter iyi niyetli bir ayı olmaktan çıkıp kazanmak uğruna her türlü kötülüğü yapabilecek bir suçluya dönüşüyor.
Ancak arada bolca bunları hep türkiye kazansın diye yaptığını söylüyor.
(Tanıdık geldi mi? Gelir sanmıştım.)

Ancak Filmin sonunda çok dehşet verici bir şey oldu. recebin türk bayrağını öptüğü final sahnesiyle izleyicilerin bir kısmı spontane biçimde alkışlamaya başladı.

Vatan, millet edebiyatıyla olumsuz bir şeyin nasıl olumlu gibi algılandığı, halkımızın hiç de maganda olmayan dişi kesiminin çoğunluğu oluşturduğu bölümünün bile sırf bayrak gördükleri için pavlovun köpeği gibi nasıl da aslında çok olumsuz bir karakter olan recebin alçaklıklarını şuursuzca alkışladıklarını gördüm.

Uzun sözün kısası bu durum bana shakespeare'in julius cesar'ında antonius'un cesar'ın ölümü üzerine yaptığı konuşmayı hatırlattı.
Manipülasyon konusunda değil ancak sağ gösterip sol vurmayı algılama konusunda sanırım bizim halkın roma halkının düzeyini yakalamasına daha çoook var.