bugün

28 şubat 1997

bir mektup
iyi ki doğdun. Sana sıradan bir doğum günü konuşması yapmak isterdim ama sen sıradan biri değilsin. Her ne kadar canımı acıtsan da acımı dindirecek olan , beni mutlu edebilecek olan sensin. Sen, bir ailenin sahip olabileceği en güzel kişi , en fedakarsın. Başım ne zaman derde girse gururla arkama bakarım , bilirim sen oradasın. Yalnız kaldığımda hiç ağlamam bir adım uzağımdasındır çünkü. Oysaki uzun konuşmalar yapmamak için söz vermiştim kendime, sana her öfkelendiğimde kendime verdiğim sözler gibi gelip geçici bir söz oldu bu. çok saf bir duygu , kirlenmemiş başka avuçlarda , çok narin. farkında olmadan seni bana katmışım. Acı bir şey bu aşk , çokça can yakar, büyük yangınlara sürükler yanacağını bildiğin halde gidersin körüklemeye . kimi rüzgarlar çabuk eser , çabuk söner bazıları ise ömründen vaz geçer . genç werther bile aşkından intihar etmiş ve bu uğurda bir sürü genç feda etmiş canını ; baki kılmak için bu aşkı .'Goethe' elinde bıçakla yazmış bu romanı çünkü bilirmiş ki en büyük intihar birine aşık olmakmış. 'çünkü herkes öldürür sevdiğini ama herkes öldürdü diye ölmez.' Darmadağın oldum , yıkıldım ama her parçamda seni taşımaya devam ettim . iyi ki doğdun benim güzel çocuğum , sevgilim , babam, kardeşim ve daha olabilecek her şeyim. sen varlığınla, hatalarınla güzelsin, sevildikçe güzelleşen, sevdikçe farkına varan.
Hayat bazı yalnızlıklar getirebilir bize , ben olamasam da sen bil ki kaçıp saklanabileceğin bir yuvan var.