ahmet hakan adlı "patronunun düdüğü" düzeyinde bir insandan beklenecek kalitesizlikte köşe yazısı. başlığının doğrudan "imla kılavuzu" gerektirmesi bir yana, kendisi sekize kadar saymayı öğrenmiş ve hatta artık kendisinden bıkan hürriyet okurlarına fatih terim'e hakaret ederek kendini sevdirme yolunu seçmiştir.
artık hazımsızlık mıdır, yoksa bir kulübe/kulüp başkanına karşı duyulan fanatizm boyutunda abuk bir fetişizm midir nedir acaba yarı finale çıkmış a milli takımın teknik patronundan nefret etme sebebi? ve bunu sevmemek, hoşlanmamak olarak değil de, çok okunan bir gazetenin sütunlarına nefret etmek şeklinde taşıyarak insanları kızdırmaya çalışmak nasıl bir propogandanın ürünüdür? her maçtan, her galibiyetten sonra ahmet hakan gibi vizyonsuz birkaç spor yazarı deli saçması eleştirilerini spor programlarında dile getiriyor buna alıştık.
aynı kafada ve kalitesizlikte insanlarla aynı ortamlarda maç izlemeye ve bunların açık açık milli takım kazanıyor diye üzüldüklerini görüp, maçtan sonra yüzsüzce tura çıktıklarını görmeye de alıştık.
ama tecavüz zanlısı dinci gazete yazarlarına ermiş sıfatı takıp ellerinden öpen, daha sonra da düşüncelerini inancını 3 kuruşa satıp aynı ellere tüküren bir para delisinin saçmalamasına alışmak çok daha kolay oldu.
kendisini haklı bulanlar da fatih terim için "ulan bu herif galatasaray'ı 4 sene üstüste şampiyon yaptı, avrupa'da zirveye oturttu, biz de kahrmızdan kırıldık, it gibi kıskandık" demekten çekinmesinler artık, bunu hepimiz biliyoruz, ağlamak çözüm değil...
son olarak ilgili yazının kalite(!) düzeyini görmek için aşağıdaki satırları kısaca okumak yeterlidir diye düşünüyorum:
- Çok ballı bir adam" yorumunu hak ettiği halde "Ben Fatih Terim... Futbolun kitabını tersten yazmış adam" triplerine girdiği için...
- ...zoru ve fiyaskoyu görünce anında tornistan ettiği için...
- ...basbayağı bir "mistik olay" olarak yorumladıkları tuhaf bir galibiyetin ardından "Kabaramazsın kel Fatma" oyunu oynadığı için...