deconstruction: bu derrida ile en çok bağdaştırılan kavramlardan biri olsa gerek. insanların onun bu kavramla neyi kastettiğini yanlış anladığını söyler. özünde, herhangi bir fikre olan bağlılığımızı parçalamak ve onun karşıtının temelinde yatabilen hakikatin veçhelerini görmeyi öğrenmektir- ingilizce'den öğrendim,türkçe terminolojide sıkıntı olabilir- eserinin adı de la grammatologie ve oldukça ağır bir kitap. derrida socratesten bu yana, batı filozoflarının sistematik bir şekilde, konuşmayı, konuşmanın sahip olduğu ögelerden yoksun olan yazmaktan daha otantik ( authentic) gördüklerini düşünmüştür. çok mühim bir mesele değilmiş gibi gelse de, yakından incelediğimizde, düşünme şeklimiz bir şeylerin, karşıtlarından üstün tutulması üzerine kurulu; konuşma, yazmadan, kelimeler, resimlerden, mantık, tutkulardan,üstün tutuluyor. bu tarz düşünmenin, daha aşağı görülen eşlerin önemini gözden kaçırmamıza neden olduğunu söylüyor derrida. derrida kitaplarında bir çok ikiliyi deconstruction'a tabi tutuyor. tutkuya karşı akıl, kazanca karşı cömertlik gibi birçok ikili. böylelikle, iki tarafın da birbirleriyle olan ilişkilerini ve birbirlerine ihtiyaç duymalarını anlamamızı sağlamış oluyor. en derinde şunu demek istiyor: herhangi bir fikir, ideolojiyi ve onun karşıtı olabilecek bir şeyin iyi mi kötü olduğuna acelece karar vermemek ve her iki taraf için de belirli bir tavra sahip olmamak, kafamızın karışık olması, zayıflığın bir göstergesi değil; bu aslında derrida için olgunluğun göstergesidir.
aporia (puzzlement, impasse): düzenli olarak ziyaret etmemiz gereken bir devlet gibi düşünelim. kafa karışıklığı, çıkmaz sokaklar, şüphe derrida'nın dünyasında aklın yetişkinlik safhasına işaret ediyor.
logocentrism: bu kavramla derrida, iletişimde güvenilir ve doğal olduğuna inandığımız dil ile desteklenen net tanımların, mantığın bu kadar yüceltilmesine eleştiri getiriyor. derrida hissettiğimiz birçok önemli şeyin, düzgün bir biçimde kelimelerle anlatılamayacağını düşünüyor. bu yüzdendir ki - tıpkı benim gibi- ıq'nün zeka göstergesi olarak kabul görmesini eleştirir; çünkü ıq testleri insanın diğer özelliklerini ve hayat becerilerini es geçen türden testlerdir.
kısaca: hemen bir fikre bağlanıp, onun zıttı sayılabilecek her şeyi reddetmek, tanımların tanımladıkları şeyleri oldukları gibi ortaya koyduğuna inanmaktan vazgeçmek gerek. belirsizlik de kötü bir şey değil. kabul etmek yerine, kayıtsız kalmak daha iyidir.