derrida nın geliştirdiği yapısöküm metodunun en çarpıcı tekniklerinden biri silme tekniğidir. derrida bir sözcüğü yazar, üstünü çizer ve ikinci kez yazar. bu tekniği varlık sözcüğünü metinlerinde karalayarak kullanan heidegger den almıştır. bununla birşey ancak değiliyle tanımlanabilir demek istemektedir. sözcük tek başına yetersizdir ve bu yetersizliği üstü çizilmiş haliyle temsil edilir.
batı felsefesi yüzyıllardır iyi/kötü değerli/değersiz erkek/kadın aydınlık/karanlık sol/sağ gibi zıtlıklar üzerine gelişmiştir. buna göre içinde bulunulan zamanın değer yargılarına göre pozitif kabul edilen negatif kabul edilenin üzerinden değer kazanır. belli bir merkez yoktur. (postyapısalcıların tarih kelimesini kullanmamalarının temel nedenide bu zıtlıkların gözardı edilmesidir. tüm metin (tarih) yapısöküm metodoyla elden geldiği ölçüde yeniden yazılmalıdır onlara göre. çünkü biz şuan sadece kazananların yazdığı tarihi öğreniyoruz derler.) dolayısıyla metinde zıttı olmadan bir sözcük, asla tam anlamıyla netlik kazanamaz ve gerçeğine işaret edemez.
velev diğer postyapısalcılar gibi derrida da nihilizmin karanlık kuyularından bizlere seslenir adeta; her geçen gün doğru bilgiden ve gerçek olandan daha fazla uzaklaşıyoruz diye.