beşiktaş

entry19394 galeri video96 ses2
    47.
  1. Batı Trakya'da Fenerbahçeliler ve Galatasaraylılar derneklerini kurmuş, fakat Yunan hükümeti, Beşiktaşlılar'ın dernek kurmasına izin vermemiş. Gerekçe ise şu: Beşiktaş'ın ambleminde ay yıldız var!

    Yunan Hükümeti'nin Beşiktaşlılar'a karşı olumsuz tutumunu öğrenir öğrenmez, kütüphanemin tarih bölümüne yöneldim ve "Fuat Balkan'ın Hatıraları"nı elime aldım.

    Fuat Balkan, ilk Türk komitacısı olarak biliniyor. Görevi, düşman topraklarında veya işgal altındaki yerlerde karışıklık çıkarmak, müfrezeler kurarak düşman kuvvetlerini üzerine çekip oyalamak... Bu ünlü komitacımızın ilgi alanı önce Makedonya, sonra Batı Trakya'dır. 1908 - 1923 yılları arasında, Balkan Harbi'nde ve Birinci Dünya Savaşı'nda aralıksız olarak komitacılık yapmış, en önemli, en gizli görevlerde bulunmuş, Yunanlıların başına olmadık işler açmıştır.

    Kurtuluş Savaşı sırasında da ismet inönü ve Fevzi Çakmak'ın emriyle Yunan işgali altındaki Batı Trakya'ya sızmış, hemen seferberlik ilan etmiş, Türkler'den müfrezeler oluşturmuş, Yunan hedeflerine, askeri konvoylara saldırmış, köprüleri ve demiryollarını tahrip etmiştir. Sınırsız yetkilerle donatılan Fuat Balkan'ın görevi, Anadolu'ya geçmeye hazırlanan Yunan kuvvetlerini Yunanistan'da karışıklık çıkararak alıkoymaktır. Hatıratının 112. sayfasında kendi kendine şöyle seslenir: "Fuat, diyordum; melun Yunanlıların değil kıtalarını, bir tek neferini dahi Anadolu yolundan geri çevirmekle, oradaki kardeşlerine yapacağın hizmeti düşünüp vazifenin ne kadar önemli olduğunu anlayarak çalış..."

    Fuat Balkan görevini o kadar iyi yapmıştır ki, Yunan Hükümeti, binlerce askerini, Anadolu yerine Batı Trakya'ya göndermek zorunda kalmıştır. Diyebiliriz ki, Kurtuluş Savaşı'nın mimarlarından biri de Fuat Balkan'dır.

    işte Fuat Balkan'ın bir günlük icraatı: "21 Kasım 1922 gecesi hareketle, şafakla beraber Şahin-Mahkova-Çalaperdi köyleri sarılarak, üçüncü Yunan Tümeninin Altıncı Alayı bölgesi basıldı. Şahin köyünde yüzden fazla nefer öldürülerek, askeri barakalar yakıldı. Mahkova-Ilıca köylerinde subaylarıyla birlikte altı nefer haklanarak, iyice sarılan Alayın Birinci Bölüğünün bulunduğu Çalaperdi köyünde de bölük efradı, kamilen imha edildi. Çalaperdi köyü gayet iyi sarıldığından, bölükten kimse kurtulamadı. Yunan bölüğünün iki Hoçkis makineli tüfeği ve bomba tüfeği ile cephane, silah, telefon dahil 16 mekkaresiyle, yükleyebildiğimiz askeri malzemesi iğtinam edildi."

    Fuat Bey'in birkaç icraatı daha: "Dedeağaç kuzeyinde Doğanhisar ve Derbent köyleri müfrezelerimin geçit noktaları olduğundan, Yunanlılar'ın bu noktaları elde tutmak amacıyla muhtelif mahallere karakol ikame ettiklerini öğrenince, bu postaları imha etmek üzere üç dört yerden büyük bir kuvvetle 1922 senesinin Kasımının üçünde Çilkaya mevkii sarılıp bunlar kamilen imha edilerek dağıtıldı. 1922 senesi 19 Kasımı'nda istruma nehri Bük istasyonu ile Nusretli köyü arasındaki Kozlukköy civarında hareket halinde olan trene tüfek ve bombalarla taarruz edilerek zayiat verdirildiği gibi, telgraf hatları da tahrip edildi. Kasımın 22'sinde Meriç havzasında Yedekli - Merhametli istasyonları arasında şimendifer köprüsünü tahrip ile aynı ayın 26'sında Dedeağaç yakınında Hırka istasyonundaki askeri tren uzun bir zaman ateş altına alınıp içindekilerden yirmiden fazlası öldürülmüş, aynı gece iskeçe'nin batısında Yassıören köyünde istirahatte bulunan bir Yunan kıtasına baskın yapılarak bir hayli zayiat verdirilmiştir."

    Fuat Bey, bütün bu icraatlarıyla Batı Trakya Türkleri'nin kalbini ve güvenini kazanmıştır.

    Yunan Hükümeti onun başına ödül koymuş, arananların birinci sırasına yerleştirmiş, fakat kimse ona ihanet etmemiştir. Ayrıca, Anadolu'dan getirilip Batı Trakya'daki Türk köylerine yerleştirilmek istenen Rumlar'ı da ciddi şekilde engellemiş, böylece Batı Trakya'nın daha fazla Türk, daha fazla Müslüman kalmasını sağlamıştır.

    Fuat Balkan'ın Beşiktaş kulübüyle ilgisine gelince...

    Fuat Balkan, gerçek anlamda Beşiktaş Spor Kulübü'nün kurucusudur. 31 Mart 1909'daki siyasi olaylardan sonra Edirne'de bulunan Fuat Balkan, Hareket Ordusu'yla istanbul'a gelir. Aynı zamanda iyi bir eskrim hocası olan Fuat Balkan, Bereket Jimnastik Kulübü ile ilgilenir ve çevresine yeni gençler toplayarak Ihlamur'daki evini kulüp merkezi yapar. Hemen peşinden de kulübün adını Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü olarak değiştirir. Böylece, jimnastik, güreş, boks, eskrim ve atletizmin ön planda tutulduğu güçlü bir spor kulübü meydana gelir.

    Ve Balkan savaşı patlak verir. Savaş, Osmanlı Devleti'nin mağlubiyetiyle neticelenir ve Balkanlar elimizden çıkar. Savaşın kaybedilmesinin ardından, kırmızı beyaz olan kulübün renkleri, bir yas alameti olarak siyah beyaza dönüştürülür. Balkanlar geri alınana kadar siyah rengin kullanılacağına, kırmıza dönülmeyeceğine dair yeminler edilir.

    Kurtuluş Savaşı sırasında, Fuat Balkan'la birlikte üç Beşiktaş sporcusu da gönüllü olarak Batı Trakya'ya geçer, Yunanlılar'a karşı savaşır. Fuat Balkan, hatıratının 58. sayfasında, "Onlara, memleketin bilhassa bu buhranlı zamanında asıl sporculuğun, düşman topraklarında yapılacak mücadele ile olacağını anlattım" diye yazar.

    Lozan Barış Antlaşması'ndan sonra ortalık sakinleşince, Ankara Hükümeti Fuat Balkan'a bir takdirname gönderir ve sonsuz hizmetleri için teşekkür eder. Batı Trakya'ya yakın dursun diye Edirne mebusu yapılır. Bu durum, Yunan Hükümeti'ni fena halde rahatsız eder. Zaten amaç da budur!

    Bütün bunları okuduktan sonra, Yunan Hükümeti'nin Beşiktaşlılar'a karşı olan hassasiyetini anlayabiliyoruz. Beşiktaşlılar Derneği kurdurmuyorlar diye onları kınayamam, yadırgayamam. Adamlar, yüksek bir tarih şuuruna sahipler, olan biteni unutmuyorlar. Asıl yadırganması gereken, hiçbir şey olmamış gibi davranan bizimkilerin tavrıdır.

    *
    27 ...