çanakkale şehitlerinin torunları

entry20 galeri
    17.
  1. gece gece adamı güldürür bu torunlar*. ama benim güldüğüm yerle onlar düşünür.

    şaka mısınızdır bazısı. şehidi, cihadı devlet okulunda zorla öğretiyorlar zaten, sınav bile yapıyorlar, isteyen daha ayrıntılı öğreniyor da, şu koca ömründe 3-3,5 saatini verip izleyeceğin 2 tanecik belgeseli bilmeden, izlemeden, belki de korktuğundan eleştirmek, tam da dediğin gibi akılla açıklanamayacak bir bilince yakışıyor. izle, izlerken emeği geçenlerin yedi ceddine söv ama izle. sonra aynen devam et mantıkla, bilimle, lafla, sözle açıklanamaz dediğin imanına.

    ''kendini bil'' yazar yunan tapınaklarının kapısına; tabi türkçesi değil. ne güzel söz. kendini bil-en insan sağını solunu bilir, akılla bilimle açıklanamayan, bulunduğu coğrafyaya, aileye göre belirlenen, seçmediği, üzerine deli gömleği gibi giydirilen, ailesi tarafından bilincine çakılan inancı reddeder. bunun tercih değil, dayatma olduğunu bilir. eğer bil-mezse yaş kemale erince bu dayatılan artık hayat standartı, kültürü olur. onun akılla, mantıkla, izanla yolundan dönderilemeyeceğini bilir.

    artık önemli olan doğru-yanlış değil, onsuz ne yapacağını bilemediği yaşam tarzıdır. ama bilen ise aynı genetikle new york'lu bir yahudinin evladı olarak doğsa, israil'deki filistinlileri böcek olarak göreceğini; ama kudüs'lü bir arapın evinde büyüse tek doğru islam, tek düşman israildir diyeceğini bilir. russell in çaydanlığı'na, isanın uçtuğuna vs inanmaz. en bilinçsizi bile ''tanrının ne olduğunu bilmez, ama bu olmadığını bilir.''

    sol eli yasaklamak?, tahammülsüzlük?: (bkz: #3518200). asıl yasaklamanın, solaklığın insanın elinde olmayan bir özellik olduğunun bilmeden yasaklamak olduğunu bilir. neyse işte bu entel torun de az bilir, çok konuşur. sol el,sağ ayak vs evet bunlar inançtır da sorun da zaten aklın bile açıklayamadığı imanı akla tercih etmektir. belgeseller bunun içindir, görseldir, sıkmaz kitab gibi. emretmez, kararı aklına bırakır.

    bu arada neye benziyor bu ırak meselesi? çanakkale'de savaş varken binbir türlü bahaneyle köyde kalıp millete de vatan elden gidiyor demeye. istenirse sayfalarca bahane yazılabilir. tıpkı tebliğ adı altında dini dayatma yapmanın bahaneleri gibi.

    din insan aklına saldıran, saldırmak zorunda olan bir sistem, organizasyondur. benim yaptığım aklın nefs-i müdaafası'dır. dinin savunması da çok basit; ''aklınla beni alt edemezsin seni din düşmanı, laikçi, ergenekoncu faşik.'' o zaman bana kalan tek şey senin medyayla, diyanetle, aileyle, eski savaşlarla, hurafelerle yaptığın din tebliğinin aynısını; dinsizliğin tebliğini yapmak. buna da tahammül et bari seni gidi emosavar.

    sana ne cihadımdan demeyi bilir ama milletin saçını başını dert eder kafaya. tebliğ nasıl olur? ''ben buyum, bak ne güzelim lay lay lom.'' amma; ''lan şu emonun saçına bak, kılığa bak, seni gavur özentisi, neslin deden ceddin baban'' dersen şart olur demek ''orda dur aga, işine bak.''

    neyse bu torun da yolundan memnundur, kafası rahattır, emo memo bilmez, belki de sevmez ama toz da kondurmaz. ırakta ölen insanları savunduğu gibi. ama cehenneme inanmadan, cennet beklemeden*. insana bunu yakıştırır, diğer baskıların, iyiliklerin allah rızası diye paketleseler de, bunun alış-veriş olduğunu bilir. son olarak bu saatlerde uyur bu entel münafık torunlar.

    burada malum belgesellerin bakınızı var, biraz cesaret, ha gayret**.
    3 ...