çanakkale şehitlerinin torunları

entry20 galeri
    15.
  1. bilgisiz ama fikir sahibidir.

    17 yaşında savaşa gidenlerin hepsi, sanki iman da iman diye savaşmışlar sanırlar, insanların balkanlardan, anadoludan köylerden zorla askere alındığından bihaber. çünkü tek kaynakları trt1 haberleridir. bunlara basit bir ''sanane, seni ilgilendirmez, sen lafla değil, fiilen insanların özgürlüklerinin kısıtlanması taraftarısın, aramızdaki fark bu'' lafını anlatabilmek için bile papağan gibi tekrar etmek zorundasınızdır.

    ''tek millet, milli kültüür, dinimiiz, vatan, millet bir de sakarya'' diye diye beyinleri ipotek altına alınmıştır bir kısmının. kendi yaptığı ama kendisine yapılmasına dayanamadığı fikri müdahalelere bile dayanamaz. ortada kendisini cennete götürecek cihad fırsatı varken bahanelerin ardı arkası kesilmez.

    dersin ki, şimdi peygamberin yaşasaydı ırak'ta olanlara karşı ne yapardı diye, ayna tutarsın zikirlerine görsünler, anlasınlar, başkalarına yaptıkları da aynen bu diye. kendilerine karışılmasını istemiyorlarsa, milli kültür vs bahanesiyle bile olsa emo-memo kimseye karışmamaları gerekir diye ama nafile.

    yoz kültürün tarifinde bile anlaşamayız. bana göre gençliğinde tozutup, olgun yaşlarına kompleks, hırs taşımayan velet, emo, her neyse yoz değil, olgun, dingin, gözü arkada olmayan adamdır. 75 yaşına gelince yaşayamadıklarının hırsıyla 14 yaşındaki çocuklara tecavüze kalkışmaz* bu çanakkale şehidinin torunu. bana göre yozluk; giyilen elbise, saç modeli değil, cehalettir, tahammülsüzlüktür, bir insanın üzerine vazife olmayan bir şekilde kendi doğrularını, örnek olarak değil, sözle ya da fiilen dayatmasıdır.

    sol el örnektir. 2008 yılında, su, suya dayanıklı tuvalet kağıdı, antibakteriyel sabun, çatal, bıçak, kaşık vs. her tür hijyenik imka ve yeme içme aparatı varken, hala vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü ataların tuvalette imkansızlıktan, susuzluktan dolayı üç taşla tuvalet temizliği yapıp yemeğe oturarak elleriyle yemek yemeleri, hangi eli kullanıyorlarsa onu kullanmaları ve bunu hala sürdürmemiz gerektiği gibi; insan aklına, düşünce kabiliyetine hakaret eden kuralları eleştirmemeye bağlı ise biz yanmışız demektir.

    bizim dinciler cemil meriç'i çok sever. onun ''izmler insan bilincine giydirilmiş deli gömlekleridir'' sözü slogandır dillerinde. ama düşünmezler, din'in tüm izmlerden daha katı kuralları olan, insan bilincine, zihnine hiçbir alan bırakmayan en büyük izm olduğunu.

    merak etmeyin sizinle aynı kafadakiler, kendi gençlerini yozlukla suçlayan, eski savaşlardaki ataları örnek gösterip bugünlerini eleştiren rahipler ingilterede, hahamlar israilde var. orada da bu dincilere haddini bil, işine bak diyorlar. avrupada din kiliseden çıkınca başlarına gelen, engizisyon, haçlı seferleri, kan, gözyaşı, savaş, cadı avları vs vs. adamlar dini tekrar kiliseye sokup hayata, bilime, özgür düşünceye yer açana kadar anaları ağladı. bizim de hala ''atalarımızın savaşı, ecdadımız'' manevi baskısıyla, atalarımız,; yani 100 yıl önce yaşamış, şimdinin hiçbir zihinsel, teknolojik yeniliğinden haberi olmayan dedelerimiz gibi yaşamamız isteniyor.

    hayır efendim. dedelerimizi getir bu zamana. bu rahatlığı, özgürlüğü seçerdi emin ol. adamları köylerden zorla toplayıp cepheden cepheye sürmüşler, ne imanı, ne padişahı. adamın aklı köydeki yavuklusunda. kosova'dan yemene ne savaşı, ne cihadı?*

    ırak'ta olanlara karşı durmak tüm insanların üzerine vazifedir. ama önce cihad'ı şehadet'i bildiğini iddia eden müslümana, bahane uydurmadan, din kardeşi öldürülenlerin üzerine. önce şu bozuk düzeni, zulmü yok edin de sonra düşünün saddamı kaddafiyi.

    haçlı zihniyetli evangelist hristiyan amerikan askerleri, kutsal kitabını hedef tahtası yapıyor, cami minarelerini yıkıyor, din kardeşini öl-dü-rü-yor. ama bunu sen düşünmüyorsun, dinsizin birinden duyuyorsun, hala da saddam, sedat, orhan diyorsun.

    önce şu iki belgeseli izleyin(bedavadır); sonra, sonrasını biliyorsunuz: sanane'ye devam*:

    (bkz: zeitgeist the movie)
    (bkz: root of all evil)
    3 ...