bugün

az

kısa bir sürede okuyup bitirdiğim, hakan günday kitabı. bu kitapla birlikte yazarın tüm kitaplarını okumuş oldum. içlerinde beni en çok huzursuz eden kitap oldu diyebilirim. kulağımıza çalınan var olduğunu bildiğimiz acı gerçekleri birden yüzümüze tokat gibi çarpıyor. bu kadar da olmaz ama diyorsunuz. ama bu kadarının da olduğunu malesef biliyorsunuz. kinyas ve kayranın üzerine çıkamasa da farklı bir tad barındırıyor içinde. bu kadar çok tesadüfün olması biraz gerçekliğine gölge düşürebiliyor. ayrıca okuduktan sonra insanda bir doz oğuz atay okuma hissi uyandırıyor.
--spoiler--
"Manzaradan değildi cam kenarını sevmesi. Yanında bir insan az olması demekti. Öğreniyordu Derda. Ne kadar az, o kadar iyi."
--spoiler--