ingiltere ye yurtdısından isci bulmaya calısan bir sirkette calısan angie adındaki bir kadın, bir gun is sırasında ugradıgı taciz nedeniyle gorevinden ayrılır. daha sonraki gunlerde kendi ayakları uzerinde durmaya karar verir ve kendi isletmesini illegal yollardan kurar.
buraya kadar her sey iyidir hostur. ancak paranın gelmesiyle angie nin degisimi de kacınılmaz olmustur nedense. iste bu noktada ken loach ingiltere yi kendine cıkıs noktası secerek sınıf farklılıkları, para ve sermayenin getiri/goturuleri, kapitalizm ve isci hakları gibi konulara deginiyor. tabii bunu yaparken kendi uslubunu kullanarak "sol" cerceveden bakarak yapıyor. bunu da angie ile babasının konusması dısında rahatsızlık vermeden yapıyor. zira bu konusma sahnesi filme az da olsa didaktik bir hava katmakta. (gerci soz konusu ken loach sa, boyle sekanslara rastlamak pek sasırtmaz insanı)
onun dısında zaman zaman loach dilini sivrilestiriyor. zaten konusuyla michael haneke nin caché siyle benzesen film, zaman zaman anlatım bicimiyle de kesisiyor.
--spoiler--
ozellikle cocugun kayboldugu sahneler ve kadının suratına hic beklemedigimiz bir anda yedigi yumruk bu kanıyı uyandırabilir bunyelerde, ki bende ziyadesiyle uyandırdı.
--spoiler--
tum bunlar cercevesinde, kendine bir dert edinmiş ve o dert uzerine yogunlasırken catallı yollar izlemeyerek ilerleyen bir film. gunumuz toplumundan ve sistemden rahatsız olan bir yonetmenin elinden cıkmıs ve bir cok kişinin de derdini dile getirmiş olmasıyla, muhtesem olmasa bile kalburustu bir film olarak nitelendirilebilir bu eser.