Recep Satılmış adlı aktif bir şaire ait şiir. Farid Farjad'ın aynı adlı eserini fondan verip okuyunca daha bir içli oluyor.
2-3 satırlık şiirleri bile okumayan biri olarak başından sonuna kadar mest etti beni doğrusu. Paylaşmadan edemedim.
GOLHA
Bırakıp ta dünyayı
Aşağıyı, yukarıyı
Bihaberim mazi deki isimlerden,
Gönüldeki resimlerden.
Düştüğümden beri peşine.
insanlar varmış yokmuş, film izler gibi
Yaşayıp ölürler sanki bir sır gizler gibi
Yola koydum, gönülden bir kervan
Dönsün yükü dolu, dönsün devran
Dağlarında duman, gözlerinde seyran
Yollarımda kış, içimde hardın, yar
Düştüm ırmaklarına, aktım
Denizlerine vardım da,
Kumlarına bastım.
Derinlerinde boğuldum
Kaç inci yuttum, sularında
Ayakları olsa da kuşların, uçmayı severler
Solacağını bilse de çiçekler, açmayı severler
Yüce dağlar aştım, soğuklarda kavruldum
Çöllerde yoruldum, rüzgarla savruldum
Kaç kere gelecekken yolumdan çevrildim
Dönen mevsimlerin çarkında bahardın, yar
Bir burun sızlamasıyla başlar
Neyin inlemesi, bir keman sürekli ağlar
Ve ben kıvrılıp uyurum her gece
Fotoğrafının köşesine
Ah ayrılık yaman ayrılık.
Çivi de asılı saat, bende açtığı yaralar kalıcı
Kaç hayalimin başını vurdu, sallanan kılıcı
Tutup kulaklarından çekmeli şu şiirlerin
Tutuklusu'yum yolsuz, hayalet şehirlerin
Esaretimin şerefine başı vurulsun esirlerin
Divane edip beni, efsanelere kardın, yar
Tutunmaya çalışırken saçlarına
Koca tufan
Ancak savura bildi telini
Güvenli bir oda olsa
O da sende olsa
Bir akşamda yaşadım ömrümün gecelerini
Ağır taşlara bağladım sevgimin hecelerini
Yedi kere yuttum o masallarının cücelerini
Kadın kılığında kurdu, başıma sardın, yar
Sevdiğim
Bir yanın yeldi, bir yanın hayal
Koşarken peşinde rüyamın
Kırılıp ta kokan
Bir gül ağacıydım
Ayakları altında tufanın
Kelimelerin kelama dönüştüğü yerde
Isırıp ta dilimi, gönüllü oldum bu derde
Aydınlıktan karanlığa, rüya da gördüğüm sensin.
Geceden gündüze, zaman da döndüğüm sensin
Akıldan gönül’e, fikirlerim de kördüğüm sensin
Perdeler ardından bakıp bakıp kaçardın, yar,
Sefil bir
Papatya yaprağında
Aciz bir fal korkusu içinde,
Titrek ve solgun,
Golha!
Islanmışken, beyaz
Kağıtta mürekkep
Aşka kurban olacağım
Şiirlere basa basa ulaşmak ötelere
Önce bulup, sonra kaçışmak sotelere
Bir kahve sohbetinde, açılan fallarda sen
iğde kokusu ve patika, yeşeren dallarda sen
Ayak izleri ve rüzgar, tozaran yollarda sen
Bir tebessümle dünyama, renkler saçardın, yar
Golha!
Bakar
Derinlerde gezer gibi
Yürür
Cennete girer gibi
Ve dokunur
Meleğin kanadı tenime
Gül-i Zarda kırda tüm çiçeklerin adı senindir
Balda şerbette her lezzetin tadı senindir…