bugün

durum hissetmek

Kokuyorum. Bir leş nasıl kokuyorsa öyle kokuyorum. Siz hiç kapalı ayakkabının içine kalın çorap giydiniz mi? Eminin ki giymişsinizdir. işte ben o kokan kalın çorabın ta kendisiyim. Sıcaktan dolayı beni ıslatan ayak ıslattığı yetmiyormuş gibi bir de üzerime 2 saniyede bir basıyor. Dilim yok ki dur diyeyim. Çaresiz eve kadar katlanacağım ona, ardından evdekiler bana katlanacaklar. biraz ileride bana bir taş parçası eşlik ediyor. Aslını söylemek gerekirse taşları hiç sevmem. Çünkü eşimin ölümüne sebep olduğunu biliyorum. Şimdi tanımadığım tekim diğer ayakta benim gibi eve gitmeyi bekliyor.
Bu tam yanıma, yani koynuma sokulan taş siyahtı. Simsiyah. sanki gözü doymamış da beni de öldürmeye gelmiş gibi bakıyor. Öyle de oldu. Önce yavaş yavaş canımı yakmaya başladı. Dedim ya dilim yok benim. Bağıramıyorum, nefes alamıyorum. ilk defa nefes alamıyordum. Belki de bu tanrının öc alma biçimiydi. Ben ki bu zamana kadar insanların nefesini o kokuşmuş bedenimle kestim. Şimdi şu ufacık taş parçası da benim nefesimi kesiyordu. Ve kesti. Delinmişti boğazım ve hızlı bir biçimde ölüyordum. Eve gittiğimizde beni çöpe gömdüler...