bugün

büyüdük ey küçüklük unutma bizi

1 yıl oldu ben büyüyeli.

kardeşimi toprağın altına yatırdığım günler tam olarak geçen sene bugünlerdi. küçüktüm bir gün öncesine kadar.. bir günde büyüdüm.

hep o filmlerde gördüğümüz, dizilerde izlediğimiz, çevremizdeki insanların "yazık, adamın gencecik kardeşi öldü" laflarının birebir muhattabıyım ben. çevrenizde böyle olaylar yaşayan insanlara söylenen "bu da geçer, alışılır" saçmalıklarının müptela dinleyicisiyim ben. herkes böğüre böğüre ağlarken kimsenin yanında gözyaşı dökemeyen, gözü dolsa "sen güçlü olmalısın, sen böyle yaparsan annen baban nasıl toparlayacak?" telkinleri ile içimde kopan fırtınalara paratoner saplanan adamım ben.

Herkesin merak ettiği, kimsenin tecrübe etmesini istemediğim o anlamsız sorular ile; her şarkıda, her sigarada, her hüzünde, her hatırada kardeşini arayan adamım ben. Nasıl bir şey acaba diye geçiyor herkesin içinden. kimse cesaret edip soramıyor, hissediyorum bunu. yarım kalmışlığın en acısı bu. sanki vücudunuzdan gövdenizi almışlar, sadece baş ve ayaklar var gibi. sanki burun var ama burun delikleri yok gibi. gördüğün, tattığın ve yaşadığın her şey rutin ve anlamsız gibi.

bir an önce bir şeyler yapmak istiyor insan. hayata dönmek, kendinle birlikte başkalarını da yıpratmamak... geçindirmek zorunda olduğu bir evi, mutlu etmek için çabalayıp duran bir eşi olduğu geliyor insanın aklına. mecburen dönüyorsun rutin işlerine ama kafanla değil. sadece fiziken dönüyorsun. ruhen sen hep o ilk gün duyduğun anne çığlığındasın. hep ambulansa binerken gözünün içine bakıp sana son kez el sallayışındasın sen. aslında sen son görüldüğünde sedye ile ambulansa binen kardeşinin "ben gidiyorum abi" cümlesindesin. ondan sonra gören olmadı aslında beni.

tek bir teselli var sadece, tek teselli... Kardeşinizin adını verdiğiniz oğlunuz.

eskisi gibi hayat enerjinizi bir türlü toplayamadığınız, çocuk ile çocuk olamadan, hep bir burukluk içinde yetiştirdiğiniz çocuğunuz. kimseye amca diyemeyecek olan oğlunuz.

gecenin bu saatinde sizi arabaya bindirip mezara götürecek kadar acı bir şey bu...

kimsenin tecrübe etmesini istemediğim...

kimsenin beni anlamasını istemediğim...

hayatımdaki en büyük acı...

kimsenin bu şekilde büyüdüğünü, artık küçüklüğe veda etmesi gerektiğini anlamaması dileğiyle;

sevgi, saygı ve diğerleri...