ancak açıp bakılırsa görülecektir ki yaşadığı kaos döneminde, mussolini ve hitler bıradırların etrafa korku saldıkları, insanları ve de insanlığı beyaz ırk, sarı ırk ve zenci ırk olarak 3'e ayırıp, 'üstün beyaz ırka hizmet etmek için yaratıldınız siz aşağılık ırklar, domalın' zihniyetinin avrupa'da hakim görüş olduğu zamanlarda çıkıp ta dünya vatandaşlığı fikrini ortaya atan da mustafa kemal atatürk'tür.
atatürk'ün ulusalcılığı ya da o zamanki karşılık gelen kelimesi olan milliyetçiliği* ortaya atmasındaki temel neden; din ve dil tabanlı farklılıklar gösteren osmanlı halkının onbin parçaya bölünmesi, para kaynaklarının(dönemin avrupa burjuvası da diyebiliriz) gazıyla yüzyıllarca birlikte yaşamış iki ailenin birbirini tavuk keser gibi kesmesi ve her birinin birer kalantor ya da sosyalist deyimle komprador tarafından sömürülmesi zihniyetine olan karşı duruşudur.
ilginç olan ise enternasyonalizm'den girilip sosyalizm'den çıkılması. halbuki biri işin insan kısmıyla ilgilenirken diğeri ekonomi kısmıyla ilgilenen iki farklı kavramlardır. neyse, devam edelim. atatürk ilkelerinde devletçilik ve milliyetçiliğin yanısıra olayın ekonomik boyutunu ele alan bir de halkçılık ilkesi vardır (unutulmuş sanıyorum, ilginç tabi). milli kütüphaneden (bkz: http://www2.mkutup.gov.tr/ilkeler.html) aynen aktarıyorum;
''Gerek içeriği gerekse hedefleri açısından bakıldığında, Cumhuriyet Devrimi
ayrıca bir sosyal devrim niteliği de taşır. Başta isviçre Medeni Kanunu
olmak üzere, Batı kanunlarının Türkiye'de uygulamaya konulmasıyla birlikte
kadınların statüsünde köklü değişiklikler olmuş, 1934
yılında kabul edilen bir kanun ile kadınlar seçme ve seçilme hakkını almışlardır.
Atatürk çeşitli ortamlarda, Türkiye'nin gerçek yöneticilerinin köylüler
olduğunu söylemiştir. Aslında bu durum Türkiye için bir gerçek olmaktan
çok bir hedef niteliğindedir. Halkçılık ilkesi sınıf ayrıcalıklarına ve sınıf
farklılıklarına karşı olmak ve hiçbir bireyin, ailenin,
sınıfın veya organizasyonun diğerlerinin daha üzerinde olmasını kabul
etmemek demektir. ''
Şimdi bir de komümizm denen ilke/düşünceye bakalım**;
''Komünizm veya komünistlik, sosyal örgütlenme üzerine bir kuramsal sistem ve üretim araçlarının ortak mülkiyetine dayalı bir politik harekettir. Komünizm sınıfsız bir toplum yaratma amacındadır.''
komünizm ile halkçılık görüldüğü gibi taban tabana uyum sağlayan iki ütopyadır. bu ütopyaya nasıl ulaşılacağı bahsi ise günün şartları, halk veya öncülerin(jakoben) fikirleri gibi kıstaslarla belirlenir. solidarist korporatizm(daha anlaşılır olarak uzlaşmacılık temel prensibi, liberal & sosyalist görüşlerin biraradalığıdır, iskandinav sosyalizmi de nispeten buna örnektir aslında) ve sosyalizm (proleterya diktatörlüğü, işçi sınıfının alttan çekip çıkartılması) bu ilkelere ulaşmaktaki yollardan ikisidir yalnızca.
solidarist korporatizm'in ne olduğuna bakmak için ekşi sözlüğü bir ziyaret edelim, ilk girdi oldukça dikkati çekmekte bu konuda;
''ekonomide özel sermaye esas olmakla birlikte özel sektörün yatırım yapmayacağı / yapamayacağı alanlarda devletin konuya müdahil olması anlamına gelen korporatizm ile. ekonomideki devlet müdahalelerinin toplumdaki sınıflar arasında bir uzlaşma ya da dayanışma ile gerçekleşmesi anlamına gelen solidarizm'in birleşiminden oluşmaktadır.''
herneyse, vazgeçiyorum anlatmaktan, açıklamaktan. başlıkla öyle alakasız bir tanım varki(ad hominem), bu girdi de haliyle neyi, nasıl açıklayacağını şaşırıyor, konudan sapıyor.
özetle; ''enternasyonalizm bir ataturk ilkesi olmaması '' önermesi yanlış bir önermedir. enternasyonalizm atatürk'ün 6 ilkesi'nden biri değildir evet, ancak o'nun ilkelerinden biridir (bkz: birinci paragraf). ilham aldığı kişilerden birine de bakılabilinir bunun için; (bkz: sultan galiyev)
ek/düz: ben yazana kadar başlık değiştirilmiş. ilgili düzeltme son paragrafta ''enternasyonalizm bir ataturk ilkesi degildir'' kısmında yapılmıştır efendim.