bugün

evlatlığının karısıyla evlenmek

kimisinin ahlakın topluma ve zamana göre izafiliği gerçeğini kullanarak örtbas etmeye çalıştığı ayıp tutumdur.

evet, ahlak gerçekten de topluma ve zamana göre izafidir. fakat evlatlık ta ki peygamber söz konusu uygunsuz evliliği yapana kadar, arap toplumu dahil bildiğimiz tüm toplumlarda evlat sayılırdı. dolayısıyla evlatlığın eşiyle evlenmeye hoş bakılmazdı.

kölelik düzeni gibi aşağılığın da aşağılığı bir düzeni tasfiye etmek için hemen hemen hiçbir şey yapmayan, tam tersi söz konusu düzene bir de dini meşruiyet kazandıran peygamber, devrim yapılması şart (!) olan alanı bula bula insanlığın icat ettiği en güzide kurumlardan olan evlatlık kurumunu tasfiye etmekte buldu! üstelik kendisi de bir yetim olduğu halde!

peygamberin bu evliliği yapmış olması, müminlerin yetimleri evlat edinmelerinin, evlerinde bakmalarının önünü kapatmış oldu. sebep? zira böyle bir evlilik evlatlığın namahrem olduğunu gösteriyor da ondan! ne devrim, ne atılım ama! sanki insanlığın en büyük derdi insanların yetimleri evlat edinmeleriydi, önüne geçilince herkes rahat etti! kimse "islam yetimlerin kollanmasını tavsiye eder" filan diye saçmalamasın! yetim dediğin insan evladıdır, sığınacak ev, ana baba diyebileceği insan arar, sokak kedisi gibi dışarıda beslemekle yetim kollanılmaz. muhammed'in gerçekten allah'ın elçisi filan olmadığını anlamak için şu örnek tek başına yeterlidir.

sıra köleliğe gelince "efendim şartlar müsait değildi, islam kademe kademe kaldırmayı hedeflemiş olup, bla bla bla...", fakat sıra kadınlarla peygamberin istediği kadınlarla evlenmesine gelince ne şartlar, ne de arap toplumunun ahlaki değerleri dikkate alınıyor!

peygamber şu evlenme işlerinde, bu konuda her istediğini yapmak için ayet "indirme" işlerinde o kadar ileri gitmiştir ki sonunda eşlerinden ayşe dayanamayıp, patlamıştır (bkz: hz aişe nin peygambere verdiği ibretlik ayar).