benim annem.. annemin adı gül-ten'di. güle karşılık ten.. babamı hiç tanımadım. cansuyuma, ilk nefesime, annemin kokusuna doyamadım. biraz hikayemden bahsedeyim, size..
yumurta ve sperm bir oluyormuş, ben oluyormuşum. ilk aydan beri başım ve vücudum bir. beynim gelişmeye başlıyor önce, gözlerim, ağzım, burnum.. kulaklarım küçücük bir nokta kimsenin tanımlamaya cesaret edemediği. elma çekirdeği kadarım, gizleri taşıyorum, annemin rahmi büyüyor lakin hissetmiyor.
ikinci ay; annemin kanı artıyor, gerekli olacak ben doğunca. ağlıyor, sık sık. ağlama anne demek istiyor benim kalbim var dakikada 150 kere çarpıyor, pıt pıt.. çilek büyüklüğündeyim ama daha çok küçüğüm..
üçüncü ay;organlarım çalışmaya başlıyor, artık bir idrar torbam bile var. ama dur miden bulanmasın yutkunmaya başlıyorum, tekmeleyebiliyorum artık. sık sık yapmalıyım bunu..
dördüncü ay; saçım, kaşlarım, seninkiler gibi simsiyah kirpiklerim. parmak izim var, ellerim, ayaklarım hepsi benim anne! hıçkırıyorum. bir avokado kadarım. parmağımı emmeye başladım bile!
beşinci ay; en eğlenceli dönemim. tekmeliyorum, durmadan dönüyorum. cinsiyetim belirlenmiş. "kızım" diyorsun. göz kapaklarım hala kapalı. ama konuş benle anne, duymalıyım sesini..
altınca ay; hala tanışamadım havayla, ufak solunum denemelerim de olmasa iyice sıkılacağım şu daracık yerde. öksürebiliyorum, beni hissediyorsun galiba.
yedinci ay; kırmızı ve kırşık cildim, kulaklarını dayasan karnına duyabilirsin beni. otur dinlen yorma kendini, halsizsin, izin ver neşelendireyim izin ver uyanayım, uyuyayım, fark et beni.
sekizinci ay; sırf senin hatırına bir ay daha katlanacağım bu sıcak yere. tekmelerim ama kusura bakma. artık pembeyim. tam 40 cm boyum!
dokuzuncu ay; artık daha sessizim. hareket edecek yer kalmadı ki. tırnaklarım tamamlandı uzuyorlar, boyumla birlikte. artık dünyaya gelmeye hazırım..
ağlamayacaktım, söz vermiştim. ama tutamadım kendimi ilk nefesime karşılık ödemem gereken bir bedeldi. ne güzel kokun, tadın, dünya ne güzel!
nereye gidiyoruz anne? beni nereye götürüyorsun, evde kalsak olmaz mı, soğuk değil mi dışarısı?
...
gittin. bıraktın beni. yüzümü yalayan bir arkadaşım oldu, bıyıklı, yavru henüz. sahi onu da mı annesi atıverdi, buraya?
sonra o siyah geliyor, tırnaklarıma benzer uçları, önce burnum kırılıyor hani şu birinci ayımdan beri benimle olan, nefes alamaz oluyorum, iyice bastırıyor üstümüze kadın, anne kadın sana benziyor sonra gözlerini gördüğümü sanıyorum ama gökyüzü bu diye fısıldıyor arkadaşım. dünyadan gitmeye hazırım bu sefer..
gidiyorum ama affetmeyeceğim ne seni ne babamı ne gökyüzünü. bebek kokusuyla geldim çöp kokusuyla gidiyorum!