bugün

nazım hikmet in piraye hanım a yaptığı haksızlık

insan olanın, başka bir insana yapmayacağı haksızlıktır.

evet arkadaşlar, hepiniz bayıla bayıla okursunuz nazım'ın piraye hanım ile olan aşkını. peki nazım'ın, piraye hanım'a ne büyük haksızlıklar yaptığını, ne denli zulüm ettiğini de biliyor musunuz?

yoksa size nazım'ı anlatanlar, bunları anlatmıyor mu?

ben anlatayım.
ama nazım'a olan dev sevginizle eksilemeden evvel bir araştırın doğru mu yanlış mı diye.

evet, piraye hanım nazım hikmet yoldaş'ın 2. eşidir. bazı kaynaklara göre de 3. eşidir. ne fark eder? sonuçta piraye hanım, nazım hikmet'in eşidir.
ama piraye hanım, şu dünyada yaşamış en bahtsız, en bedbaht kadındır belki de.

piraye hanım, nazım'a ömrü boyunca hep sahip çıkmış, hep arkasında durmuştur.
lakin nazım, işi ile, gücü ile, ailesi ile ilgilenip onları mutlu edeceğine başını hep belaya sokmuş ve aile hayatından hapishane hayatına geçiş yapmış, girdiği cezaevlerinde de rahat durmamış, o cezaevi senin, bu cezaevi benim dolaşıp durmuştur.

tabi nazım cezaevindeyken olan piraye hanıma olmuştur, o hep acı çekmiş, yine de bu çektiği acıları kocasına belli etmemiştir, onu her ziyaretinde, ona yazdığı her mektupta nazım hikmet'e destek olmuş, onun cezaevinden çıkmasını yıllarca ve hasretle beklemiştir hayatının en güzel yıllarında.

peki buna karşılık nazım ne yapmış?
napmış biliyor musunuz?
1946'dan sonra yatttığı bursa cezaevinde kendisini ziyarete gelen dayısının kızı münevver'e aşık olmuştur.
münevver hem nazım'ın dayısının kızıdır, hem de evli ve çocuk sahibi bir kadındır.

şimdi şöyle bir portre çizin kafanızda.
bir adam var evli, ve adam cezaevinde, karısı saçını süpürge etmiş onu bekliyor acılar içinde ve bir başka kadın var, adamın dayısının kızı ve üstelik evli ve çocuklu bir kadın.
bu adamın bu kadına aşık olması nedir?
bu davranışa ne isim koyarsınız?
nasıl bir kişiliktir bu? aslında bu duruma uygun pek çok sıfat var ya neyse...

durun yahu, bitmedi daha.
nazım münevver'e olan aşkını utanmadan piraye hanım'a bildirir yazdığı mektuplarla.
kendisinden "anlayışlı olmasını" ister.

soruyorum arkadaşlar, hangi kadın kocasından böyle bir mektup alır ve anlayışlı olabilir?
lütfen siz de vicdanlarınıza sorun bu soruyu. rica ediyorum...

bütün bunlar olurken münevver hanım da nazım'a karşı boş değildir, ama kocasından da ayrılıp yuvasını yıkmak istemez.
nazım sap gibi ortada kalır.
sap gibi ortada kalan nazım, kalemi kağıdı eline alır ve başlar piraye hanım'a yalvarmaya.
yalvarır, yakarır, dil döker, "intihar ederim, sensiz yaşayamam" der. bir şekilde piraye hanım'ı ikna eder ve barışırlar.

aslında piraye hanım kırgındır, ama piraye hanım insandır, insan oğlu insandır.
nazım'ın cezaevinde olmasından kaynaklanan ruh haline verir bu yaptığını ve barışırlar.

barışırlar barışmasına ve piraye hanım da nazım'ı ziyarete gider.
ama gelin görün ki piraye hanım ile aynı anda münevver hanım'da nazım'ı ziyarete gider. iki kadın cezaeinde "pişti" olurlar.

piraye hanım anlar ki, bu nazım yaramaz biridir ve yediği halttan vazgeçmez.
tek kelime etmeden çıkar gider oradan ve bir daha da nazım'ın yüzünü görmez...

piraye hanım üzülmüştür, piraye hanım kırılmıştır. her ne kadar bu durumu biliyor olsa da dünyası başına yıkılmıştır zavallı piraye hanım'ın...

evet sevgili arkadaşlar.
nazım hikmet'in "büyük aşk" duyduğu piraye hanım'a yaptıkları bunlar.
nazım'ın penceresinden bakıp, yazdığı şiirleri alkışlarken, o şiirlerin aslında suçsuz ve günahsız bir kadına edilen zulümlerin, o kadına yapılan haksızlıkların diyeti olduğunu düşündünüz mü hiç?

nazım'ı deliler gibi seven, o'nun sanatına aşık kadınlar.
aynı şeyi size birisi yapsa ve başkaları da size yapılan bu haksızlığı görmezden gelse kırılmaz mıydınız?

bu kadar. hadi eksileyin şimdi...
güncel Önemli Başlıklar