bugün

anathema

yakın bir arkadaşım uyandırdı sabah. bir haftasonu uyku keyfim var, o da bozuldu telefon çalınca. bir kız arkadaşına okulu gezdirmesi gerekiyormuş, kahvaltı yapalım beraber diye aramış. kız çok sıkıcı demek ki.

gidiyorum yanlarına. kız hakikaten çok sıkıcı. ben yarım saatte bıktım, o 3-4 saattir nasıl çekebiliyor anlamış değilim. kütüphaneyi de görüp gidecekler. eh günün iyi haberi bu. kütüphaneye kadar birlikte gideriz sonra ben orda kalıp vizelere çalışırım diye plan yapıyorum kafamda.

kütüphaneye girdiğimiz gibi arkadaşıma bir telefon geliyor. istanbul'da patlama, dikkatli olun. daha geçen haftaki ankara patlamasının şokunu atlatamamışken bir de bu yaşanıyor. her haftasonu bunu görecek miyiz endişesi başlıyor bende.

kız korktuğunu, eve gitmek istediğini söylüyor. ikisi gidiyorlar. ben kütüphanede kalıyorum. oturuyorum. internette yazılanlara bakıyorum. haberlere bakıyorum. kimmiş bunlar, dertleri neymiş diye bakıyorum. daha da korkuyorum. 1-2 saatim bununla geçiyor.

o kadar canım sıkılıyor ki onlara bir şey olsa ne yaparım bilmediğim, o an seslerini duymak istediğim kişileri arıyorum. tamam yalan söyledim. bir kişiyi arıyorum.

sonra bir-iki saat daha boş oturuyorum. kütüphanede olma ihtimali olan arkadaşlarıma mesaj atıyorum ayrı ayrı. hiçbiri yok.

arkadaşım g.ye mesaj atıyorum buralarda mı diye. gel içelim, diyor. yok diyorum ders çalışıcam ben. evet kütüphanede 5 saattir mal mal oturuyorum ve hala ders çalışacağımı düşünüyorum. daha çantamı bile açmamışım.

bir saat daha geçiyor. çalışmaya başlıyorum. son 2 aydır böyle çalıştığımı hatırlamıyorum. aralıksız bir hatta belki bir buçuk saat çalışıyorum. g.'ye tekrar mesaj atıyorum. içesim yok yemek ister misin?

cevap gelmeyince arıyorum. aradığım vakit içesim de geliyor. dışarıda yağmur yağıyor. bir saat sonra buluşup yemek yiyoruz.

uzun uzun konuşuyoruz. ben susuyorum, o konuşuyor. yanında konuşsun diye sustuğum nadir insanlardan. kalkmadan birkaç dakika önce "en son ne zaman mutlu oldun?" diye soruyorum. "şimdi" diyor.

biraları alıp yurda geçiyoruz. yolda bir kız arkadaşımla karşılaşıyoruz. ayrıldıktan sonra "hoş kızmış" diyor. kız da "arkadaşın hoşmuş" diye mesaj atıyor. sonraki güne üçlü buluşma ayarlıyorum.

oda arkadaşıyla tanışıyorum. akşamın geriye kalanı bira, sigara, müzik.

son sigaramı sarmadan önce anathema açıyorum. ikisi birden "anathema mı?" diye soruyor.

anathema muhabbeti uzayınca bir tane daha sarıyorum. oda tütün ve alkol kokuyor.