bugün

özel okul

bünyesinde bulunan öğretmenlerinin özlük hakları bulunmayan eğitim yuvalarıdır. her sene devlet okulunda çalışan öğretmenler yerin dibine sokulurken aslında çalışma şartlarının normal olduğu hiç fark edilmez.

özel okulda çalışan bir insan 7 gün boyunca tatilsiz çalıştırılabilir. bu çalışma saatleri 8.30-19.00 arası olabilir ve bu insanların da bir hayatı olduğu kimse tarafından düşünülmez. ek mesailer için bir ücret söz konusu değildir. talep ettiğinde kapının önü her zaman orada mevcuttur.

teftiş için gelen müfettiş bir hafta önce müdürle yemeklere, balıklara çıkmış olabilir. geldiğinde "hafta sonu çalışmalarınız için tebrik ederim" gibi akla zarar cümleler kurabilir. onun görevi işleyişin düzgünlüğüne bakmakken ve böyle bir köle sistemi varken öğretmeni koruması gerekirken yediği rüşvetlerle bunu takdire değer bir olay olarak kabullenebilir.

öğretmenin haklı olması diye bir durum asla söz konusu değildir. her zaman öğrenci haklıdır. sınav soruları önceden öğrenciye servis edilir ve sınav esnasında dahi öğretmenden esnek olması istenir. es kaza bir öğrenciye 80 sözlü notu verilmişse okulda kıyamet kopar ve o not müdür tarafından bir anda 100'e çevriliverir.

kimse sormaz öğretmen bu çocuğun eksiğini göremediğinde üstüne nasıl eğilecek diye. sonra ygs sonuçları geldiğinde enteresan triplere girilir. 40 soruluk matematik testinde 20 soru yapan sayısal öğrenciler normalken, sosyal testinden 28 net yaptıkları için okulda sosyal zümresi başarısız ilan edilir.

160 soruluk sınavda 8 soruluk felsefe dersiyle koca bir okulu trollediğime gerçekten kendini inandırmış sevgili müdürün karısı tarafından kafama kalem bile atılmış olabilir bir yerlerde belki. felsefe ortalaması kimya, fizik, coğrafya, biyoloji ve geometriden fazlayken nedense okulda derece çıkmamasının sebebi sizmişsinizdir. toplantıda şöyle bir cümle kurulabilir: " felsefe soruları zordu ama bizim gibi bir kurum bunu önceden sezebilmeliydi." lan geri zekalı senin o çok bilmiş öğrencilerine her allahın günü saatlerce tarama sorusu hazırlerken sorduğum direkt bilgiye dayalı soruların hesabını soran, "çocuklar böyle çıkmaz diyor hocam, neden sordun ki, niye bu kadar zorladın ki" diyen ben miydim? ikinci dönem sayısal sınıfların hepsinden felsefe dersini kaldıran ben miydim? eksik kalan konulardan nasıl bir başarı beklediniz acaba?

akşam sekizlere kadar soru çözümü yapılırken ve 40 sorusu bulunan matematik öğretmeniyle aynı saatte okuldan çıkarken çocuklara elli kere aynı şeyi anlatmış olabileceğim aklınıza geldi mi acaba? arkadaşlar özel okul öğretmeni insan değildir. süper herodur. çünkü yedi gün aralıksız çalışsa bile en yüksek performans beklenir. çünkü en genç öğretmeni aynı zamanda ameledir ve gelmeyen öğretmenlerin dersine girmek, sınavda gözetmenlik yapmak gibi hususlarda da joker gibidir.

tüm bu yaşananlardan sonra müdürün odasına gidip "ben çalışmak istemiyorum bu kurumda daha fazla" dendiğinde, ay hocam bilmem ne diye geri vites yapmak da ancak buradaki karaktersiz insanlara ait bir iştir.

günlerdir geceleri uyuyamama, uyuduğumda kramplarla uyanmama sebep olan, hayatımın en ağır döneminden geçerken bir kez olsun geçmiş olsun dahi demeyen insanların mevcut olduğu o okula gelmemi bekleyen siz daha çok beklersiniz. bakın bugün cumartesi ve yatağımdayım. çok enteresan benim için gerçekten. okula gitmediğim taktirde belki kovarlar. bir umut.

sizin gibi insanlara çocuk emanet edenlere de elinizde paçavraya dönüşecek o çocuklara da yazık. tek temennim ettiklerinizi bulmanız. görmesem de olur.